Takip edenler duymuşlardır: Zeytinyağı sektörü "Kolon sızması sahteciliği" ile çalkalanıyor. Zeytinağacı Dergisi'nin haberine göre Zeytindostu Derneği ve TİM’in öncülüğünde 17 sivil toplum örgütünün başlattığı ‘El ele zeytinyağında yüzde 100 güvence’ isimli proje kapsamında analizi yapılan 82 üründen yarısının sağlığa uygun olmadığı tespit edildi.
Peki nedir bu kolon sızması? Şimdi malum, natürel zeytinyağı asit değerlerine göre natürel sızma ve natürel birinci olarak ayrılıyor, bu asit derecelerinin üzerindeki yağlar ise rafinajlık olarak nitelendiriliyor. İşte kolon sızması aslında sızma kategorisine girmeyen yüksek asitli yağların rafine edilmesi gerekirken yapılmayıp ısıl işlem ile asit değerinin sızma değerlerine çekilmesi şeklinde tanımlanabilir.
Yasağa rağmen, piyasada satılan her iki sızma zeytinyağından birini, yüksek asit oranı kolon yöntemiyle düşürülmüş yağlar oluşturuyor. Vitamin ve gıda değerlerinde kayba yol açan bu yöntem sayesinde rafinajlık zeytinyağları, yüksek ısıda vakumlama yöntemiyle işleme tabi tutularak, asit oranları sızma seviyesine (yüzde 0.8) kadar çekilebiliyor. Kolon yağları işlem görmesi nedeni ile duyusal özellikler olarak naturel sızma zeytinyağında bulunan doğal aromaları yitirebiliyor. Kötü tat ve kokusu alınsa dahi, kusur içerip kısa sürede oksidasyona uğrayabiliyor. Yani bu yağlar uzun süre beklediği taktirde oksitlendiği için ransid olarak tanımlanan kusur oluşuyor.
Bir zeytinyağının doğal yöntemlerle mi yoksa kolon yöntemiyle mi sızmaya dönüştürüldüğü de ancak, laboratuvar ortamında yapılan testler sonucunda belirlenebiliyor. Kolon yağı ile naturel sızma zeytinyağı arasında ise çok ciddi emek ve maliyet farkı var.
Peki nedir bu kolon sızması? Şimdi malum, natürel zeytinyağı asit değerlerine göre natürel sızma ve natürel birinci olarak ayrılıyor, bu asit derecelerinin üzerindeki yağlar ise rafinajlık olarak nitelendiriliyor. İşte kolon sızması aslında sızma kategorisine girmeyen yüksek asitli yağların rafine edilmesi gerekirken yapılmayıp ısıl işlem ile asit değerinin sızma değerlerine çekilmesi şeklinde tanımlanabilir.
Yasağa rağmen, piyasada satılan her iki sızma zeytinyağından birini, yüksek asit oranı kolon yöntemiyle düşürülmüş yağlar oluşturuyor. Vitamin ve gıda değerlerinde kayba yol açan bu yöntem sayesinde rafinajlık zeytinyağları, yüksek ısıda vakumlama yöntemiyle işleme tabi tutularak, asit oranları sızma seviyesine (yüzde 0.8) kadar çekilebiliyor. Kolon yağları işlem görmesi nedeni ile duyusal özellikler olarak naturel sızma zeytinyağında bulunan doğal aromaları yitirebiliyor. Kötü tat ve kokusu alınsa dahi, kusur içerip kısa sürede oksidasyona uğrayabiliyor. Yani bu yağlar uzun süre beklediği taktirde oksitlendiği için ransid olarak tanımlanan kusur oluşuyor.
Bir zeytinyağının doğal yöntemlerle mi yoksa kolon yöntemiyle mi sızmaya dönüştürüldüğü de ancak, laboratuvar ortamında yapılan testler sonucunda belirlenebiliyor. Kolon yağı ile naturel sızma zeytinyağı arasında ise çok ciddi emek ve maliyet farkı var.
Kaynaklar: http://www.forumfood.net/kolon-sizmasi-sahteciligi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder