29 Ağustos 2011 Pazartesi

Yaşama dair



yaşamak şakaya gelmez,
büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
bir sincap gibi mesela,
yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
yani bütün işin gücün yaşamak olacak.

yaşamayı ciddiye alacaksın,
yani o derecede, öylesine ki,
mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,
yahut kocaman gözlüklerin,
beyaz gömleğinle bir laboratuvarda
insanlar için ölebileceksin,
hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
hem de en güzel en gerçek şeyin
yaşamak olduğunu bildiğin halde.

yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
yaşamak yanı ağır bastığından.

Nazım Hikmet RAN
1947


Resim: Vincent Van Gogh

19 Ağustos 2011 Cuma

Seferihisar'da yine orman yangını

Bugün malum pazar var, Seferihisar'a indik, dönüş yolunda da işlerimiz vardı, Bademler köyü üzerinden bizim köyün yolunu tuttuk, Yakınca evlerini geçtiğimizde yeni ağaçlandırma arazisinin yandığını gördük, yüreğimiz titreyerek. Belli ki yeni yanmaya başlamış, ancak 2 dönümü kaplamıştı yangın şiddetli rüzgar nedeni ile.

Her zaman ezberimde olan Orman Yangını İhbar hattı (177 bu arada) aklıma gelmedi o heyecanla, itfaiyenin numarasını (110) çevirdim cep telefonundan acilen. Yangının yerini iyice tarif ettim içim sıkışarak, "hadi acele edin, çok ciddi yanıyor" hezeyanları ile.

Köye çıktık, içimize sinmedi, Seferihisar'a inen yolun üzerindeki Orman Yangını biriminin yolunu tuttuk. Tabii onlar ihbara doğru yola çıktıklarından olsa gerek, kimseler yoktu. Ancak kapıda bizim köyün muhtarı ile karşılaştık. O da orman birimlerine telefonla ulaşamadığı için haber vermeye gelmişti.

İhbarın yerine ulaştığından yine de emin olamadık, daha doğrusu yerimizde duramadık, tekrar Bademler yönüne döndük ve ilk helikopteri gördük. Eşim tüm yol boyunca bir yandan aracımızı kullanırken bir yandan da gözyaşları ile mücadele ediyordu. 6 yaşındaki oğlum da bir orman yangınında neler yapıldığına yakından tanık oldu. Benim telefonum üzerinden belki yarım saat geçmeden 2 helikopter, 2 uçak olay yerine su taşımaya başlamıştı. Daha sonra 4 adet de itfaiye aracı saydım. 50 dakika içinde yangın sönmeye yüz tutmuştu çok şükür.

Yine de bu 50 dakika zarfında tahminen 20 dönüm arazi yandı, kül oldu...

Ben bu yazıyı yazarken aşağı yukarı 1,5 saat geçti ilk telefonun üzerinden hala helikopterlerin sesi duyuluyor, yani daha dinmedi sızı...

Bu vesile ile Seferihisar Orman Yangını Ekiplerimizle gurur duyduğumuzu da belirtmek istiyorum. Ellerinde imkanları seferber ederek yangına hızla müdahale edip kontrol altına aldılar. Tebrik ediyor, ayakta alkışlıyoruz.

Not: O arada tabii ki fotoğraf çekmek aklımıza bile gelmedi, yukarıdaki fotoğraf eski bir Seferihisar orman yangını haberinden alınmıştır.

Bahar'ın Bahçesi'nden Biber Salçası

Sevgili Figen geçenlerde hatırlattı kış hazırlıkları başlığı ile... Bahar'ın Bahçesi'nde de kapya biberler oldu, nefis kırmızı renkleri ile "beni topla" diye bağırmaya başladılar.

Demek ki, bugün biber salçası yapılacak. Biber salçasını, her zaman domates salçasına tercih etmişimdir, ancak ev yapımı biber salçası daha da doyumsuz bir lezzet. Sadece 1 tatlı kaşığı bile yemeklere tat vermeye yetiyor. Ekmek üzerinde beyaz peynirle harika bir kahvaltılık oluyor.

Her neyse, ben hijyen takıntımı bu konuda bitiremediğim ve canı tez biri olduğum için biber salçasını fırında yapıyorum. Hem çok pratik, hem de hızlı oluyor. Biberleri temizleyip rondodan geçiriyorum. Arzu ederseniz acı olsun diye 2-3 tane acı sivri biber de ekleyebilirsiniz. Isıya dayanıklı geniş bir kaba koyup 1kg için 1 çorba kaşığı tuz ilave ediyorum. Üzeri kabuk tutmasın iyi pişsin diye 15-20 dakikada bir karıştırarak 200oC fırında yaklaşık 1,5 saat pişiriyorum. Zaten nefis kokusu ile piştiğini anlatıyor.

Hazırladığım salçayı kaynar su ile dezenfekte edilmiş temiz cam kavanozlara dolduruyorum ve hava almasın diye üzerini örtecek kadar zeytinyağı ekliyorum. Bence harika oluyor. Tavsiye ederim.


Görseller: http://klasiktatlar.blogspot.com
http://pattern.blogcu.com

7 Ağustos 2011 Pazar

Domates Salatası (insalata di pomodoro)

Yaz geldi, bahçemizin domatesleri olgunlaştı, soframızı şenlendirmeye başladı. domates sosları, lezzetli sebze yemeklerinin yanı sıra, İtalyan usulü domates salatası da yaz sofralarımızın bir parçası haline geldi, yeniden...

Bu basit ama bir o kadar da lezzetli salata ile ilk Floransa seyahatimizde tanışmıştık. Büyük yarı-kızarmış tarla domatesleri de olur, minik çeri domatesler de olur, yeter ki gerçek gübre ile güneşte kızarmış domatesler olsunlar.

Neler gerekiyor?

3 adet büyük ya da 8-10 adet çeri domates
2 diş sarımsak
balzamik sirke
çiğ tüketime uygun yoğun (intense) karakterde tercihen soğuk sıkma zeytinyağı
tuz

Domatesleri istediğiniz büyüklükte doğrayın, sarımsakları ayıklayıp ince ince kıyarak ilave edin. Üzerine sirke, zeytinyağı ve tuz ilave ederek servis yapın.

Afiyet olsun.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...