tag:blogger.com,1999:blog-64960331402464464532024-02-19T16:18:41.673-08:00DivolioZeytini dalından sofraya en saf hali ile taşımak...Gokyuzu99http://www.blogger.com/profile/02025053726260003392noreply@blogger.comBlogger90125tag:blogger.com,1999:blog-6496033140246446453.post-12281758563330133562016-01-22T00:29:00.000-08:002016-01-22T00:39:44.727-08:00Şu bizim zeytinyağı…<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgGkqreXIJiAnWZh7oQ-uyajNox2CNGpRMLBogJtDWRgg7byzT0KyOKr0c_XJ8UiW7q94I-Oq49c7UjWimcR5iDZPCuYTQWp3Qf_JLwhNwW12DPTvm6HpC7FXUFYD50t3pNf_ZsUZpSQaic/s1600/image52-1024x780.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="303" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgGkqreXIJiAnWZh7oQ-uyajNox2CNGpRMLBogJtDWRgg7byzT0KyOKr0c_XJ8UiW7q94I-Oq49c7UjWimcR5iDZPCuYTQWp3Qf_JLwhNwW12DPTvm6HpC7FXUFYD50t3pNf_ZsUZpSQaic/s400/image52-1024x780.jpg" width="400" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Görsel: http://www.ciftcideneve.com/</td></tr>
</tbody></table>
<div class="MsoNormal">
Zeytinyağı, bizim zeytinyağı… O kadar bizim ki, annemiz,
kardeşimiz, çocuğumuz gibi bizim… Bir şekilde çok iyi bildiğimiz, birlikte
yoğrulduğumuz, ancak aynı nedenle daha yakından tanımak, anlamak için çaba sarf
etmediğimiz haliyle bizim zeytinyağı…</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Futbol gibi, herkesin hakkında fikir yürüttüğü, ama sahaya
çıkıp oynamak gerektiğinde nefes nefese kalıp orta sahaya kadar koşamadığı
kadar bizim zeytinyağı…</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Şarap mesela, aslında o da bizden, ancak biraz çekingenlik,
biraz mesafeden dolayı, kırmış bu “tanıdıklık” döngüsünü en başından… O ya da
bu şekilde, her evde bulunabilirliğinden midir bilemem, zeytinyağı henüz yolun
çok başında.</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Türkiye’de zeytinyağı kültürü bir yere gelir mi? Gelir
elbet. Ama bunun için olmazsa olmaz bir şart var öncelikle: bilmediğimizi kabul
etmek, yeniden tanışmak zeytinyağı ile, kendini bize anlatmasına izin vermek.</div>
<div class="MsoNormal">
Kabul edin, hayatınız boyunca içinde zeytinyağı bulunan
herhangi bir yiyeceği sadece zeytinyağının tadını almak için yediniz mi? Bir
ayin gibi, gözlerinizi kapatıp önce koklayarak, ağzınızın içinde dolu dolu
yuvarlayarak, tanıştınız mı o yağla? Bir şans verdiniz mi, kendini size anlatması
için?</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Bugün, sadece meraktan tanışın evinizdeki zeytinyağı ile.
Tadını bulandırmadan, içine kekik, pul biber katmadan, ısıtmadan, olduğu hali
ile karşınıza alın. Bu deneyim için natürel sızma, tercihen butik üretim bir
zeytinyağını seçin öncelikle mümkünse. Koklayın önce şöyle bir… Zeytinyağının içindeki meyve ile tanışın… Gözlerinizi
kapatın. Yeşil zeytinden mi sıkılmış, siyahtan mı anlamaya çalışın. Bir yudum
alın ağzınıza, ona zaman tanıyın, yayılsın dağılsın ağzınızın içine.</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Ne arayacaksınız peki? Öncelikle zeytini arayacaksınız
zeytinyağının içinde, meyvemsilik iyi bir zeytinyağının ilk şartıdır. Aromalar
açısından zengin bir zeytinyağı aynı zamanda yeşil domates, badem, taze ot gibi
destekleyici başka kokular da barındırabilir içinde.</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Ham zeytinin acılığı da yine nitelikli bir zeytinyağının
olumlu özelliklerindendir. Ağızdaki acılık ve genzinizdeki yakıcılık yüksek
kaliteli, antioksidan yönünden zengin bir zeytinyağının sahip olabileceği
niteliklerdendir. Bu üç özelliğin yoğunluğu ise damak zevkine göre tercih
edilebilir. Tıpkı şarapta olduğu gibi, nasıl kimi insan buruk, bol tanenli,
dolgun gövdeli şarapları tercih ederken kimi meyvemsi ve hafif şarapları
tercih ederse, siz de zeytinyağını tanıdıktan sonra hangi özellikleri daha çok
sevdiğinize ya da hangi durumlarda nasıl bir yağı tercih edeceğinize karar
verebilirsiniz.</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Genel olarak yoğun acı, yakıcı zeytinyağları çiğ sebzelerle
servis edilirken, orta meyvemsi, hafif yakıcı yağları salatalarda, hafif
olanları ise zeytinyağlı yemeklerde kullanmak daha uygun bulunmaktadır, ama kim
bilir, belki siz kendinize has başka alanlar yaratabilirsiniz.</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<br />
<div class="MsoNormal">
Hadi ama ertelemeyin, bugün tanışın zeytinyağınız ile, öpüşün,
koklaşın, barışın…</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
-----</div>
<div class="MsoNormal">
Bu yazıyı Ocak 2012'de İzmir On The Rocks dergisi için yazmıştım... Bakıyorum da, 4 yılda pek de bir şey değişmemiş... Belki birileri okudukça değişir...</div>
</div>
Gokyuzu99http://www.blogger.com/profile/02025053726260003392noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-6496033140246446453.post-69069927215156974992015-12-21T01:43:00.000-08:002015-12-21T01:43:11.072-08:00Cin Fikir - Sıvı Sabun Yaptım<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhV0iowGhUjgHCEE4mO79MpMnMn2dsi7k3J86bFN0-25aCzk3vRSNR9okk8nYdyMfNq9ORvFoDpIxeVjSle1ks2jmSBNZ9sWXhvYEB4YnxBOKVQFCruZzTQjn1u2cV1hrK2JV5Tziikw0lx/s1600/chartelle-serisi-sivi-sabunluk--1.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhV0iowGhUjgHCEE4mO79MpMnMn2dsi7k3J86bFN0-25aCzk3vRSNR9okk8nYdyMfNq9ORvFoDpIxeVjSle1ks2jmSBNZ9sWXhvYEB4YnxBOKVQFCruZzTQjn1u2cV1hrK2JV5Tziikw0lx/s320/chartelle-serisi-sivi-sabunluk--1.jpg" width="320" /></a></div>
Bunu akıl etmek neden bu kadar zamanımı aldı, neden artık sabunları nasıl değerlendiririm derken hep yeniden şekillendirme konusuna kafa yordum bilmiyorum, ama artık ben artık sabunları değerlendirmenin en iyi ve en kolay yolunu buldum... Çok mesudum...<br />
<br />
Şimdi efendim bu cin fikirim şu şekilde, boş bir sıvı sabun kabını alıyoruz... Eski ufak sabunlarımızı kırıp kırıp içine tıkıştırıyoruz, sonra da üstüne su ekleyip çalkalıyoruz... Evde ufak çocuk varsa bu kırma içine atma olayını bir aktivite haline getirmek, daha büyük çocuk varsa, sabunun katı hali - sıvı hali - erime konusunda sohbet etmek de mümkün... Birkaç damla da lavanta yağı, işlem tamam... Rengi biraz renksiz o kadar...<br />
<br />
Gün geçtikçe sabunlar eridikçe sıvı sabunumuz daha da kıvamlı hale geliyor... İlk gün bir kaç defa pompalamak gerekirken 3. günün sonunda tek defada elimi köpürtecek miktarda sabun geldi pompadan...<br />
<br />
Dediğim gibi içime en çok sinen ve en kolay metodu buldum sonunda...<br />
<br />
Daha çok uğraşmak isteyenler için <a href="http://evimalathanesi.blogspot.com.tr/2013/02/evde-sv-el-sabunu-yapm.html" target="_blank">başka bir tarif</a> ekli linkte...<br />
<br /></div>
Gokyuzu99http://www.blogger.com/profile/02025053726260003392noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6496033140246446453.post-21977634531935204922015-10-09T05:35:00.001-07:002015-10-09T05:45:55.307-07:00Yasemin Zamanı - Yasemin Çayı<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<a href="http://gundenkalanlar99.blogspot.com/2015/10/yasemin-zaman.html?spref=bl">GÜNDEN KALANLAR, SAYIKLAMALAR, SANRILAR…: Yasemin Zamanı</a>:<br />
<span style="background-color: white; color: #323232; font-family: Verdana, Geneva, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 16.8px;"><br /></span>
<span style="background-color: white; color: #323232; font-family: Verdana, Geneva, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 16.8px;">İzmir'in uzun sonbaharı başladı, renkler hafiften sarardı, havada hoş bir serinlik hakim, ancak güneş hala insanı gülümsetecek güzellikte parıldıyor...</span><br />
<span style="background-color: white; color: #323232; font-family: Verdana, Geneva, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 16.8px;"><br /></span>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg-egMIQoBj8gLCOP81exU2CmgDyifgcxgMcALiWL7CU5yaByHeyO2r5UImhnTAZfYOs_9nKN3u_nI4uSBA-0NTlavZXlL_g3nz0wnqlRvzPMrYz1u2BSiQ8U8QvPjtCqEjutYrN1z6E99j/s1600/20151009_151435.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg-egMIQoBj8gLCOP81exU2CmgDyifgcxgMcALiWL7CU5yaByHeyO2r5UImhnTAZfYOs_9nKN3u_nI4uSBA-0NTlavZXlL_g3nz0wnqlRvzPMrYz1u2BSiQ8U8QvPjtCqEjutYrN1z6E99j/s400/20151009_151435.jpg" width="400" /></a></div>
<span style="background-color: white; color: #323232; font-family: Verdana, Geneva, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 16.8px;"><br /></span>
<br /></div>
Gokyuzu99http://www.blogger.com/profile/02025053726260003392noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6496033140246446453.post-26241786725870394652015-08-22T02:43:00.000-07:002015-08-22T02:43:20.954-07:00<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<span style="background-color: white; color: #141823; font-family: helvetica, arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19.3199996948242px;">4. Uluslararası Zeytin Karikatürleri Yarışmasının galibi Vladimir Stankovski’nin karikatürü... (Sırbistan)</span><br />
<span style="background-color: white; color: #141823; font-family: helvetica, arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19.3199996948242px;"><br /></span>
<span style="background-color: white; color: #141823; font-family: helvetica, arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19.3199996948242px;"><br /></span>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhWgZHrq7SgqJRBKeSXkQAQar5us7ccvWJ0IUrm5sE47ygqO9NfzEH4ml2FRAI3_H1n1YIbRmINooYiojI-BsJAjNiJED-MlihMBNGgA6VOM-5juT81FyWn4ljxw4UmxjcF-9Sr0tdR71G5/s1600/11934961_891410324240786_1168102922973909103_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="479" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhWgZHrq7SgqJRBKeSXkQAQar5us7ccvWJ0IUrm5sE47ygqO9NfzEH4ml2FRAI3_H1n1YIbRmINooYiojI-BsJAjNiJED-MlihMBNGgA6VOM-5juT81FyWn4ljxw4UmxjcF-9Sr0tdR71G5/s640/11934961_891410324240786_1168102922973909103_n.jpg" width="640" /></a></div>
<span style="background-color: white; color: #141823; font-family: helvetica, arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19.3199996948242px;"><br /></span>
<span style="background-color: white; color: #141823; font-family: helvetica, arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19.3199996948242px;">Kaynak: </span><span style="color: #141823; font-family: helvetica, arial, sans-serif;"><span style="font-size: 14px; line-height: 19.3199996948242px;">http://kibrishaberci.com/?p=7924</span></span></div>
Gokyuzu99http://www.blogger.com/profile/02025053726260003392noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6496033140246446453.post-77662809386502333612015-06-30T12:24:00.001-07:002015-06-30T12:24:24.118-07:00Ev yapımı temizlik... No-Poo<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjN9T2tE0UoNQkPeYn0N7TWWO8jo2eCXmnyGNGHLvpDfSPQjTRVXdYFTP9ErrO52o_A_hnwzHIiCB_aKtxmB3llrP8K_ZTaCPHqm9f02ZpDuRjyux4ndo06ES1FL9VhnmoDGb1WBhqDrh0T/s1600/d9f8f615-4769-4323-bd0c-78e164b451b6.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="213" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjN9T2tE0UoNQkPeYn0N7TWWO8jo2eCXmnyGNGHLvpDfSPQjTRVXdYFTP9ErrO52o_A_hnwzHIiCB_aKtxmB3llrP8K_ZTaCPHqm9f02ZpDuRjyux4ndo06ES1FL9VhnmoDGb1WBhqDrh0T/s320/d9f8f615-4769-4323-bd0c-78e164b451b6.jpg" width="320" /></a></div>
Temizlikte daha çok ev yapımı, daha az kimyasal... Bu fikri ilk olarak ev temizlik malzemelerinde duymuştum... Karbonat ve <a href="http://divolio.blogspot.com.tr/2011/04/elma-sirkesi-nasl-yaplr.html" target="_blank">sirke</a>, daha sonra da <a href="http://divolio.blogspot.com.tr/2015/03/sabun-enzim-ve-diger-yeniden-kullanm.html" target="_blank">enzim</a> falan...<div>
<br /></div>
<div>
Daha sonraları vücut bakımında da bu malzemelerin kullanıldığını duydum... Sanırım ilk defa İpek AG yazmıştı <a href="https://ipekag.wordpress.com/2013/05/29/bir-ise-kalkistim-karbonatlanmaktayim/" target="_blank">No Poo</a> konusunda... Aklımın bir kenarına çıpa atmış olsa da deneme cesaretini bulamadım... Taa ki, oğlum ergenliğe adım atıp hormonal değişimleri ile birlikte deodorant kullanımı ihtiyacı gösterene kadar... O zaman deodorant yerine karbonat fikri tekrar çıktı ortaya... Sevgili <a href="http://gununcorbasi.blogspot.com.tr/2015/02/TerkokusunabirebirKarbonat.html" target="_blank">Günün Çorbası</a> mesela karbonat kullandığını söylemişti o dönemde, denedim, bana uymadı... <a href="http://gununcorbasi.blogspot.com.tr/2013/08/reklam-degil-tavsiye.html" target="_blank">Kristal</a> tuz aldık onun yerine, çözdük meseleyi...</div>
<div>
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEghG_5yqpKZGqW3ieKMMV4x9wVqfwHXxal6f2afjTQRDOgjfp7Xg-8UCHbw4MGflkIigmTCotFEmqvEzceXEoDgdyFTkz3GUpSRM33TNnSqkq3EZ1w2ecl8M86CCL5rL9PtnUJgfkNIUB6-/s1600/380014d9ed4511448e.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEghG_5yqpKZGqW3ieKMMV4x9wVqfwHXxal6f2afjTQRDOgjfp7Xg-8UCHbw4MGflkIigmTCotFEmqvEzceXEoDgdyFTkz3GUpSRM33TNnSqkq3EZ1w2ecl8M86CCL5rL9PtnUJgfkNIUB6-/s1600/380014d9ed4511448e.jpg" /></a></div>
<div>
Neyse, zaman geçtikçe bu No Poo meselesi de daha çok dikkatimi çekmeye başladı... ve nihayetinde Sıla da gayet cesaretlendirici bir girişim ile<a href="http://duszamanimasalcisi.blogspot.com.tr/2015/06/en-dogalndan-temizlik.html" target="_blank"> blogunda</a> tarifi yayınladı... Ben de uygulama cesareti buldum kendimde sonunda...</div>
<div>
<br /></div>
<div>
<a href="http://anetteinselberg.com/2015/06/23/ev-yapimi-sampuanla-saglikli-saclar-icin-denenemistir/" target="_blank">Tarif aslında çok basit</a>... İhtiyaç duyulan malzeme;</div>
<div>
<br /></div>
<div>
2 kırılmaz kap</div>
<div>
2 tatlı kaşığı karbonat</div>
<div>
yarım çay bardağı <a href="http://divolio.blogspot.com.tr/2011/04/elma-sirkesi-nasl-yaplr.html" target="_blank">elma sirkesi</a></div>
<div>
su</div>
<div>
<br /></div>
<div>
İlk kapta karbonatı ılık suda eritin, bu sizin şampuanınız olacak... Islak saçlarınızı saç diplerinize masaj yaparak bu suyla yıkayın. Tabii ki köpürmüyor, bu işe yaramadığı anlamına gelmez... Eğer saçınız yağlı ise biraz daha fazla, kuru ise biraz daha az karbonat kullanabilirmişsiniz... 2 tatlı kaşığı bana iyi geldi... Saçınızı iyice durulayın... Biraz sertleşmiş gibi gelebilir saçlarınız, ikinci karışım bunun için var... </div>
<div>
<br /></div>
<div>
İkinci kapta ise sirkeyi su ile karıştırın... Duruladığınız saçlarınızı bir de bu karışım ile yıkayın... Kuru saçlar için daha fazla sirke kullanabilirsiniz...</div>
<div>
<br /></div>
<div>
İlk birkaç seferde saç derisi doğal ph değerine ulaşana kadar saçlarınız biraz daha hızlı yağlanabilir demiş Sıla, bende böyle bir durum da olmadı zaten yağlı bir saç yapısına sahip olduğum için, bakalım bundan sonrası nasıl gidecek...</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Ancak saçlarımın daha yumuşak ve daha parlak olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim...</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Bonus Materyal- Vücut Peelingi</div>
<div>
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj0t3y72HGpBbq9NcJQNG3VpXrBvXtdzKXobsgoXoFzPgZUUmMkiU8ovvyslTVNoxcNTqTkNDQLQiV0ENpqscwr2dKOXaE42jOiWSmA1bnjRXLG7u63qzeStu5kGIB54HzXEtsfbTmexpyB/s1600/Coffee-halitosis-tr.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="305" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj0t3y72HGpBbq9NcJQNG3VpXrBvXtdzKXobsgoXoFzPgZUUmMkiU8ovvyslTVNoxcNTqTkNDQLQiV0ENpqscwr2dKOXaE42jOiWSmA1bnjRXLG7u63qzeStu5kGIB54HzXEtsfbTmexpyB/s320/Coffee-halitosis-tr.jpg" width="320" /></a></div>
<div>
Bunu da yıllar önce bu <a href="http://divolio.blogspot.com.tr/2011/02/seluliti-azaltrken-bronzlasn.html" target="_blank">blogda</a> yazmış, ancak uygulama fırsatı bulamamıştım. Ne değişti derseniz, kahve içme alışkanlığımız değişti. Bu sene bir espresso cezvesi edindik ve evde espresson pişirmeye başladık... Bu da ciddi bir kahve telvesi demek... Tabii ki, benim her türlü organik atığı atamama huyum devreye girdi ve bu telveyi biriktirmeye başladım... Hazır banyoya 2 kavanoz ile giderken, bir de bu telveyi taşıdım yanımda... Banyodan çıkmadan topuklarımı, dirseklerimi, bacaklarımı falan da bu telve ile ovdum iyice... Doğal bir peeling amacıyla başlamıştım, ancak kahvenin doğal yağı aynı zamanda nemlendirici etkisi de verdiği için hoş bir yumuşaklık da sağladı... Filtre kahve tercih edenlere öneririm.</div>
<div>
<br /></div>
</div>
Gokyuzu99http://www.blogger.com/profile/02025053726260003392noreply@blogger.com16tag:blogger.com,1999:blog-6496033140246446453.post-75043485584069859942015-03-16T05:23:00.002-07:002015-03-16T05:23:43.364-07:00Sabun, enzim ve diğer yeniden kullanım önerileri...<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
Yıllar var, bozulan, azalan, "çöp" olan şeyleri atmak benim için çok zorlaştı... Yeniden değerlendirme, en azından biraz daha kullanma, dönüştürme hayatımın en önemli konularından oldu... Bu konuyla ilgili daha önce de yazmıştım (<a href="http://divolio.blogspot.com.tr/2011/12/reduce-reuse-recycle-azalt-tekrar.html" target="_blank">Reduce-Reuse-Recycle</a> ve <a href="http://divolio.blogspot.com.tr/2013/07/bir-kez-yasamssa-yine-yasar.html" target="_blank">Bir kez yaşamışsa, yine yaşar</a>), ancak liste genişledikçe tekrar tekrar yazmak istiyorum.<br />
<br />
Uzun süredir yazmak istiyordum, kısmet bugüneymiş, iki temel konum var, bir tanesi kullanılmış sabunların yeniden değerlendirilmesi, diğeri de evde enzim yapımı...<br />
<br />
Sabun konusu içimin yarası, aslında zeytinyağı üreticisi olup da kendi sabununu yapmamak ayıp sayılır, ama aldığım tariflerin çoğunda kostik olması, yapımın zahmetli olduğundan bahsedilmesi gözümü korkutuyor, ne yalan söyleyeyim... Bu nedenle de bir türlü giremedim bu işe. Hele de, köyde zaten yapan komşular olup da bol bol hediye sabun geldiği için gerek de hissetmedim belki...<br />
<br />
Şimdilerde dekoratif sabun yapımı çok revaçta olduğundan küçülmüş sabunların yeniden değerlendirilmesi daha cazip bir konu gibi geldi. Daha önce, bu küçülmüş sabunları rendeleyip kaynatarak yeniden kullanılır hale getirme denemem olmuştu, ama pek de pratik bir yöntem değildi, o nedenle de deneme olarak kalmış hayata geçmemişti...<br />
<br />
Yeni okuduğum bir yöntem ise çok pratik olduğu için hemen denedim ve çok güzel sonuçlar aldım... Yıllardır, elbet bir fırsat bulur değerlendiririm diye sakladığım o minik sabunları küçük parçalar halinde silikon kalıpların içine kırdım... Üstlerine biraz da su ekledim, çok fazla değil ama... Arasına güzel görünsün diye nazar boncuğu, deniz kabuğu falan ekledim. Sonra da mikro dalga fırında birkaç dakikada erittim... Tabii ki silikon kalıplar söz konusu olduğu için fırından çıkartırken elinizi yakmamaya dikkat edin. Ben bir tabak içinde koymuştum, biraz taşmış, tabak sabun olmuş, ama başka bir sorun olmadı...<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjE7n-RIOBDMpL2ekw-uGUAXBWhhM8t67E07ebJVlXALGm9aUOZsdO8KW9mgeJhND5JL1w69nfHYEasyQdT2O4MQU6tyP8jHHhpKnPDuiXulgKJ4vLt5nXciNbEkBPE3UcJ4pXNo9_xdjOW/s1600/10947216_10152811924333068_1754349290470509340_n.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjE7n-RIOBDMpL2ekw-uGUAXBWhhM8t67E07ebJVlXALGm9aUOZsdO8KW9mgeJhND5JL1w69nfHYEasyQdT2O4MQU6tyP8jHHhpKnPDuiXulgKJ4vLt5nXciNbEkBPE3UcJ4pXNo9_xdjOW/s1600/10947216_10152811924333068_1754349290470509340_n.jpg" height="400" width="400" /></a></div>
Fırından çıkarttığım sabunların içine aromatik yağlar ekledim. Özellikle lavanta, leylak çok başarılı oldu. Portakal umduğum kadar güzel sonuç vermedi.<br />
<br />
Her neyse bu işlemden sonra da bir süre soğumaya bıraktım. Sabunlar iyice soğuyup donunca kalıplardan çıkartım radyatörün üzerine aldım... İyice kuruyunca da kullanıma soktum tabii...<br />
<br />
Bence çok güzel sonuç verdi. Üstelik de tüm işlem 10 dakikamı almadı... Tavsiye ediyorum...<br />
<br />
Anlatmak istediğim, son bir senedir sirke kavanozu ile birlikte mutfağımın baş köşesinde yerini alan ENZİM kavanozu...<br />
<br />
Enzim ile ilk olarak <a href="http://blog.meyvelitepe.org/2012/03/30/kuskusuz_bahar_temizligi/" target="_blank">Meyveli Tepe'nin</a> blogunda karşılaşmıştım. Çok ilgimi çekmekle birlikte, öyle ölçmeli-biçmeli, biriktirmeli, beklemeli işler pek bana göre olmadığı için bir süre kulak arkasına attım. Ancak bir süre sonra kış gelip de özellikle portakal kabukları <a href="http://divolio.blogspot.com.tr/2013/07/bir-kez-yasamssa-yine-yasar.html" target="_blank">kompostumun</a> içinde asiditeyi arttırınca o kabukları başka bir şekilde değerlendirmek için yeniden bir tarif arayışına girdim... Atamıyorum, kıyamıyorum o güzelim mis kokulu kabuklara...<br />
<br />
İşte tam o sırada <a href="http://birtekask.blogspot.com.tr/2012/04/evde-enzim-yapm.html" target="_blank">Bir Tek Aşk</a>'ın tarifi çıktı karşıma... Anlatım tarzı ve pratikliği bana "yapabilirim" hissi verdi ve hemen işe giriştim... İlk etapta oradaki ölçü ile başladım:<br />
<br />
- 3 su bardağı narenciye kabuğu (ağırlıkla etli portakal kabuğu ve limon kabuğu oluyor bizde)<br />
- 1 su bardağı şeker/ pekmez/ esmer şeker/ bal<br />
- 10 su bardağı su<br />
- 1 kaşık kadar kuru maya<br />
<br />
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right; margin-left: 1em; text-align: right;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgVzCvNIbcGnGhbYb-752mEb6qp9u9w4Qin9VCN8FCv93jyNy4RF2Q1Y0ow2MXSRnFbTLEpGqdub8ylyUfsF58zs_6ALGVcwHcVwGBu4WNkm8na0QYw0BChQtNwmxfkk2Bs8HYjLHnk3fhZ/s1600/2012-02-19_18-21-39_HDR.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgVzCvNIbcGnGhbYb-752mEb6qp9u9w4Qin9VCN8FCv93jyNy4RF2Q1Y0ow2MXSRnFbTLEpGqdub8ylyUfsF58zs_6ALGVcwHcVwGBu4WNkm8na0QYw0BChQtNwmxfkk2Bs8HYjLHnk3fhZ/s1600/2012-02-19_18-21-39_HDR.jpg" height="282" width="400" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Görsel: http://www.onegoodthingbyjillee.com/</td></tr>
</tbody></table>
İlk parti 3 hafta sonra olunca bir deneme yaptık, mutfak dolap kapaklarını ve evyeyi sildik... Sonuç gayet tatmin edici... Tabii derhal seri üretime geçtim... İlk parti hazır olduktan sonra mayaya pek gerek kalmıyor, çünkü kendi kendini mayalamaya devam ediyor... Zaten kavanoz dolana kadar yeterli süre geçiyor... Artık 2 büyük kavanoz ile devam ediyorum. Dolanı kenara alıp beklemeye bırakıyor, öncekini süzüyor ve boşaltıp yeniden doldurma evresine geçiyorum. Meğer biz ne kadar çok limon kullanıyormuşuz... Yaz kış sürekli o kavanoz doluyor, yenisi geliyor... Üretim sırasında bazen üzerinde beyaz bir tabaka oluşabiliyor, zaten arada karıştırırken onu da içine karıştırıyorum, kaynaklara göre bunda bir sorun yok... Sanırım şekeri az geldiği zaman oluyor. Biraz daha şeker ilave ediyorum karışıma.<br />
<br />
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; margin-right: 1em; text-align: left;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhE-BBJBE7llBvlqKOsptIFOvQ62xC9OpJwSCf-uAw0VDKBjOvjVitqhPKAjnzmySh1fQIxij2Ko2FqoWX0Pz1gce9nbHLPj_5zEQch2jW3lhtjy-GVcnSWZGzUsZF59JigiHEFBLtBPDAn/s1600/homemade-citrus-enzyme-cleaner-004-small.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhE-BBJBE7llBvlqKOsptIFOvQ62xC9OpJwSCf-uAw0VDKBjOvjVitqhPKAjnzmySh1fQIxij2Ko2FqoWX0Pz1gce9nbHLPj_5zEQch2jW3lhtjy-GVcnSWZGzUsZF59JigiHEFBLtBPDAn/s1600/homemade-citrus-enzyme-cleaner-004-small.jpg" height="400" width="300" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Görsel: http://happyhomemaker88.com/</td></tr>
</tbody></table>
Zaman zaman da yeşil küf oluyor. Bunun da bir zararı yok demişler, ama benim hoşuma gitmiyor... İçine attığım limon kabuklarına daha bir dikkat eder oldum, sanırım bu yeşil küf onlardan geliyor, eski limon kabuklarını kullanmıyorum artık...<br />
<br />
Enzimi nerelerde kullanıyorum, özellikle temizlikte tabii... Leke çıkarıcı olarak yağlı lekelerde, çamaşırlarda... Bulaşık ve çamaşır makinasının içini temizlemek için boş çalıştırırken... Evyede...<br />
<br />
Enzim kullanırken dikkat edilmesi gerekenler nedir peki... Her şeyden önce enzim canlı bir yapıdır... Dolayısı ile çok sıcak su ile kullanılmaması gerekiyor... Maksimum 40 derece iyidir, bakterileri öldürmeden temizlik fonksiyonlarını göstermeleri için... Bir de zaman tanımanız lazım... Yani evyeyi temizlemek için enzimi döküp 10 dakika kadar bekletiyorum ki, bu iyi yürekli bakteriler işlerini yapabilsinler... Sonrası çok kolay, biraz ovup suyla duruluyorum... Hiçbir kimyasal yok çünkü içinde...<br />
<br />
Ben bu enzim işini çok sevdim... Hiç gözünüz korkmasın, çok pratik...</div>
Gokyuzu99http://www.blogger.com/profile/02025053726260003392noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-6496033140246446453.post-65111507191471695022014-04-20T05:08:00.003-07:002014-04-20T05:09:54.176-07:00Kısa tırnakların öyküsü<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh40dHrlISlR2he4D02g2V9-JlcCWCiNwYNnJV5AF9ctHVDZwgUWRwJqiZTM-qUHSnvJ2_exqrAzkIUt7-tEaBg_gjhzCIUW0irhAP_qpoeNJLsG4irCfVSbosHSclbMClgPNJ4Pxzlc9NA/s1600/portulaca+grandiflora+9.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh40dHrlISlR2he4D02g2V9-JlcCWCiNwYNnJV5AF9ctHVDZwgUWRwJqiZTM-qUHSnvJ2_exqrAzkIUt7-tEaBg_gjhzCIUW0irhAP_qpoeNJLsG4irCfVSbosHSclbMClgPNJ4Pxzlc9NA/s1600/portulaca+grandiflora+9.jpg" height="240" width="320" /></a></div>
<span style="background-color: white; color: #656565; font-family: Montserrat, sans-serif; font-size: 16px; line-height: 24px;">Tırnaklarım hep çamurludur benim, bilir misiniz? Bir bitki gördüm mü dayanamam, ne yapar eder, bir parça toprak bulur, daldırıveririm içine… Yıllar süren çiftçilik deneyiminden geldiğini sanmayın bunun. Apartman çocuğuyum ben. Bitkilerle ilgili hatırladığım ilk şey, anneannemin pencere önü saksıları… Bir de büyük ev bitkileri şüphesiz, devetabanı ve kauçuk… Çocukluğumun bir parçası o çiçeklerin anıları… </span><br />
<span style="background-color: white; color: #656565; font-family: Montserrat, sans-serif; font-size: 16px; line-height: 24px;"><br /></span>
<span style="background-color: white; color: #656565; font-family: Montserrat, sans-serif; font-size: 16px; line-height: 24px;">Devamı için lütfen<a href="http://gundenkalanlar.wordpress.com/2014/04/20/kisa-tirnaklarin-oykusu/" target="_blank"> tıklayın</a>...</span></div>
Gokyuzu99http://www.blogger.com/profile/02025053726260003392noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-6496033140246446453.post-10451597241256628352014-01-07T11:45:00.000-08:002014-01-07T11:45:09.778-08:00Delice zeytin<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjzq3UHJDNdnEkt33zIVwL941-v3W1UnIg4bXvA_BODPQRwHlKYW-kP2LI7nnj0JnMUcoy1E3VP8pCmFueupiqvKqS-SuUGilkqNnydRNY7cZUiVb8Q2AFqNLNtR8nWW8v1yk1DoneLz13_/s1600/under_the_olive_tree_by_trollgirl-d5w89a3.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjzq3UHJDNdnEkt33zIVwL941-v3W1UnIg4bXvA_BODPQRwHlKYW-kP2LI7nnj0JnMUcoy1E3VP8pCmFueupiqvKqS-SuUGilkqNnydRNY7cZUiVb8Q2AFqNLNtR8nWW8v1yk1DoneLz13_/s1600/under_the_olive_tree_by_trollgirl-d5w89a3.jpg" height="427" width="640" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Under the olive tree by <span style="background-color: white; color: #37404e; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; line-height: 18px; text-align: left;">TrollGirl<br />Devianart.com</span></td></tr>
</tbody></table>
<span style="background-color: white; color: #37404e; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px;">elbet sen de gelin olacaksın küçüğüm</span><br style="background-color: white; color: #37404e; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px;" /><span style="background-color: white; color: #37404e; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px;">aşk güzel ediyor her şeyi</span><br style="background-color: white; color: #37404e; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px;" /><span style="background-color: white; color: #37404e; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px;">kaşların gözlerin ne güzel, bakışın ne güzel</span><br style="background-color: white; color: #37404e; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px;" /><span style="background-color: white; color: #37404e; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px;">dert savurur sevda toplar çiçeğini</span><br style="background-color: white; color: #37404e; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px;" /><span class="text_exposed_show" style="background-color: white; color: #37404e; display: inline; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px;"><br />bak, bu senin ışığın<br />dallarına ay doğmuş, delice, delice zeytin<br />bu bahar yine gelin olacak<br />omuzunda yeşil bir duvak, delice, delice zeytin<br />Hüsnü Arkan</span><div>
<span style="color: #37404e; font-family: lucida grande, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: x-small;"><span style="line-height: 18px;"><br /></span></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/D3jFD5xaGvY?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe></div>
<div>
<span style="color: #37404e; font-family: lucida grande, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: x-small;"><span style="line-height: 18px;"><br /></span></span><br /></div>
</div>
Gokyuzu99http://www.blogger.com/profile/02025053726260003392noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6496033140246446453.post-54898145379764689232013-08-19T01:46:00.001-07:002013-08-19T01:49:45.057-07:00Nihayet köye gittim...<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
Aslında işler yoğunlaşmaya başladı, köye gidecek hafta sonu pek kalmadı, ama çok sevdiğimiz iki ailenin çocukları evlenmeye karar verince, bir de nişan töreni için bizi çağırınca, seve seve koştuk köyümüze bu hafta sonu...<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg-fiADo2nec_kHpk8L8E1TMP9zo-q4p_1M2VulbEzWBNSLaEUL608Ayow7WRJvEKFk8bSISwEnNM9ikt5gqKN6SAAS9a7Qr3ZQ__0h1b6gVBDdQYrfRCZQ7gWmYpfeQYLsgI0WjRAWDdDv/s1600/560823_10151633160368068_225471040_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg-fiADo2nec_kHpk8L8E1TMP9zo-q4p_1M2VulbEzWBNSLaEUL608Ayow7WRJvEKFk8bSISwEnNM9ikt5gqKN6SAAS9a7Qr3ZQ__0h1b6gVBDdQYrfRCZQ7gWmYpfeQYLsgI0WjRAWDdDv/s320/560823_10151633160368068_225471040_n.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<br />
Çok güzel bir gelin olacak kızımız, yüzü gibi güzel bir gönlü var... Damat da yakışıklı, hem de nasıl...<br />
<br />
Her neyse, bahçeye girdik, aynı anda hem hasat vakti, hem bahar yaşanıyor... Börülceler, patlıcan, biber, kabaklar, acurlar hala çiçekli... Bir domatesler son meyvelerini vermiş, onları kızartma peşinde...<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjPfIAGmUCEZrqBmSYOxxTvZX9Hbnw3KZHKRNQ1VnOuHaOC4cAUislQ_I77PjbKJiMuyMs7PYdLC30dXOImbj32yvyVjonGCDy-UsfjtNk7Uo_UddTDjRmGgywVJKoc2py5bdSyxcbXIhI5/s1600/1186235_10151634414683068_1695718331_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjPfIAGmUCEZrqBmSYOxxTvZX9Hbnw3KZHKRNQ1VnOuHaOC4cAUislQ_I77PjbKJiMuyMs7PYdLC30dXOImbj32yvyVjonGCDy-UsfjtNk7Uo_UddTDjRmGgywVJKoc2py5bdSyxcbXIhI5/s320/1186235_10151634414683068_1695718331_n.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjv2wFQOq9yumqAtOvIrFU92CD-RamiOmXzNsdG35qKX3i_1-UgtT4fPRaK2DnhsaWy5an-N_sPrDb6T4PITVal7P_Mhz3lVLT7DCZXa4pDbu1xoMiSKoU9gZTBsKqULbcVSjL0euXL_YwC/s1600/970537_10151634270033068_1894522875_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjv2wFQOq9yumqAtOvIrFU92CD-RamiOmXzNsdG35qKX3i_1-UgtT4fPRaK2DnhsaWy5an-N_sPrDb6T4PITVal7P_Mhz3lVLT7DCZXa4pDbu1xoMiSKoU9gZTBsKqULbcVSjL0euXL_YwC/s320/970537_10151634270033068_1894522875_n.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<br />
Güzelce topladık... "Allah ne verdiyse" deyimini çok iyi anlıyorum köye gidip bahçeyi her topladığımda... Kilolarca domates, kapya biber mesela... Öyle 1-2 tane değil... Allah bereket versin... Haliyle <a href="http://yemekbiz.blogspot.com/search/label/KI%C5%9E%20HAZIRLIKLARI" target="_blank">şişe domates</a> yapılacak, çok da beklemez hani nazlıdır domatesler... Derhal rondodan geçirilip işlendi tabii cumartesiden hemen...<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiaYWUbiGJ1S6BBRInGUSYnFCXaXU2HdBPiOb4pRWNYnioyfRva1bskkSVTzw7UZ9WLBBBOgU4smlkFLVKsZnJDfdusKQPu4T5HOVwFU6jAWLKyevlmd1pd2bra6HU9UzbhrKBaeFjhMin1/s1600/970895_10151634699133068_1601908189_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiaYWUbiGJ1S6BBRInGUSYnFCXaXU2HdBPiOb4pRWNYnioyfRva1bskkSVTzw7UZ9WLBBBOgU4smlkFLVKsZnJDfdusKQPu4T5HOVwFU6jAWLKyevlmd1pd2bra6HU9UzbhrKBaeFjhMin1/s320/970895_10151634699133068_1601908189_n.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
Biberlere gelince, onların yarısını pazar günü yaptım, diğer yarısı biraz yeşildi, güneşe koydum kızarsınlar diye, bugün yapılacak nasipse... Tarif için<a href="http://divolio.blogspot.com/2011/08/baharn-bahcesinden-biber-salcas.html?m=1" target="_blank"> linke</a> tıklayabilirsiniz...<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhsIvvLvstFXjAqCyT1G_ECTWGEz4VcFEDO8V3j3piXgIll4K3nuu2oSyNVMMhkR6uf9WUtVoTjLeq9MNAIoB4hDIGjjynGtgPX33FW4ty1ElGWRyitV1uWLZj4_OjNPn0f4rBScHUyAiJ1/s1600/1098180_10151636245188068_1017269598_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhsIvvLvstFXjAqCyT1G_ECTWGEz4VcFEDO8V3j3piXgIll4K3nuu2oSyNVMMhkR6uf9WUtVoTjLeq9MNAIoB4hDIGjjynGtgPX33FW4ty1ElGWRyitV1uWLZj4_OjNPn0f4rBScHUyAiJ1/s320/1098180_10151636245188068_1017269598_n.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
Oysa patlıcanlar, taze fasülye, acur ve salatalık 2-3 taneydi... Böyle durumlarda türlü giriyor devreye, ben hiç sevmesem de tatları birbirine karıştırmayı, "Allah ne verdiyse" kısmında böyle işte...<br />
<br />
Börülceler boldu, kartlaşanlar ayıklanıp kurutulacak, tazeleri haşlanıp derin dondurucuya... Yaşasın...<br />
<br />
3 tane de kavun var, bekliyorum bakalım yiyebilecek miyiz bu sene?<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiq08P5n1rBffWNzn3t1bGXX0s8My5uy5CfChhoJkfWhLc-HDhlwpmUpY0At-EzjMF-G-pBdaPVKz1x545ggg_fQhABnxPDzXx25HCZoAVcWtbSKxMckoGRrrhZdLA2I5rT-R1MRZmDf-Dg/s1600/IMG_20130817_104105.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiq08P5n1rBffWNzn3t1bGXX0s8My5uy5CfChhoJkfWhLc-HDhlwpmUpY0At-EzjMF-G-pBdaPVKz1x545ggg_fQhABnxPDzXx25HCZoAVcWtbSKxMckoGRrrhZdLA2I5rT-R1MRZmDf-Dg/s320/IMG_20130817_104105.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
Eeee, tabii bu kadar çalıştıktan sonra oturup bir kahve içmeyi hak ettik sanırım, olmaya yüz tutmuş nar ağaçlarımızın ve zakkumların eşliğinde, sakız ve badem ağaçlarımızın gölgesinde...<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjCHIvWgVfGToctxB0nbVOWuYKaPH6Ef9w9l_Azhni9g888US1aGOQVaLMnkRfrGkId-0tW1wtmsM-mxKlAoshIVYL6MrWTynggtCcUA_5Bq7ugUKxRoqluVlDAXJUu2sALfFP-HBS6Yuth/s1600/20130817_113840_resized.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="180" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjCHIvWgVfGToctxB0nbVOWuYKaPH6Ef9w9l_Azhni9g888US1aGOQVaLMnkRfrGkId-0tW1wtmsM-mxKlAoshIVYL6MrWTynggtCcUA_5Bq7ugUKxRoqluVlDAXJUu2sALfFP-HBS6Yuth/s320/20130817_113840_resized.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjuHlNzDPThlBrL1mMgoNtxHHIcqb6ns3-knc-cNHrL_ttsLYGXDR6HcFE9bZFoVRCaJfl3POaSy2xDm-twjxjrTVATAydUO-NHumIUGD3gkx_c9er-QrLlGdq9G2Bhpfu4D4oMiqSBHYLH/s1600/1175319_10151632877528068_1591561991_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjuHlNzDPThlBrL1mMgoNtxHHIcqb6ns3-knc-cNHrL_ttsLYGXDR6HcFE9bZFoVRCaJfl3POaSy2xDm-twjxjrTVATAydUO-NHumIUGD3gkx_c9er-QrLlGdq9G2Bhpfu4D4oMiqSBHYLH/s320/1175319_10151632877528068_1591561991_n.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhvnvJW-JJgIKoDSoMhLoUx0d6OBp8Tl1YcshZkuFVi_9Y2MXREEsNrZfXmSAnSBgnlr2aSmL6fCDfyPnJOPq1y74TPUdJ1Ox3lLT767qUBAb1kcjS_AiNoAm-cJE1RFLX2wKqLSAuq7UdF/s1600/581809_10151633306493068_826125789_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhvnvJW-JJgIKoDSoMhLoUx0d6OBp8Tl1YcshZkuFVi_9Y2MXREEsNrZfXmSAnSBgnlr2aSmL6fCDfyPnJOPq1y74TPUdJ1Ox3lLT767qUBAb1kcjS_AiNoAm-cJE1RFLX2wKqLSAuq7UdF/s320/581809_10151633306493068_826125789_n.jpg" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
</div>
Gokyuzu99http://www.blogger.com/profile/02025053726260003392noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6496033140246446453.post-68496390489043064822013-07-14T11:26:00.000-07:002013-07-14T11:31:47.894-07:00Bir kez yaşamışsa, yine yaşar...<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiKsRwLJI6ranBWZpfHU5VubLqdJ7_CVeFdGfiPJu2nSvANekizhZ-F2xb5L-RospSzMspMF9SQmFUTGlZqNwPDhgs1433qxLnrGD4NTEtMLsL7a758-q73-dY0Fh8RIalPPCy1YGwnBNfY/s1600/kompostluk.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="262" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiKsRwLJI6ranBWZpfHU5VubLqdJ7_CVeFdGfiPJu2nSvANekizhZ-F2xb5L-RospSzMspMF9SQmFUTGlZqNwPDhgs1433qxLnrGD4NTEtMLsL7a758-q73-dY0Fh8RIalPPCy1YGwnBNfY/s320/kompostluk.jpg" width="320" /></a></div>
Permakültür konseptinin yaratıcısı Bill Molinson'un öğrencilerinden ve dünyanın sayılı hocalarından biri olan Geoff Lawton'un sözü bu yazının başlığı olsun istedim. "If it has once lived, it can live again." sözün orijinali.<br />
<br />
Konumuz kompost... Yani evsel biyolojik atıkların çürütülmesi ile doğal gübreli toprak üretimi...<br />
<br />
İnternet ve diğer kaynakları karıştırırsanız, kompost üretimi ile ilgili detaylı bilgi edinmeniz mümkün, özel düzenekler, faydalı, süre kısaltıcı oran ve karışımlar da bulabilirsiniz...<br />
<br />
Mamafih, bahçe hayatı ile geçirdiğim son 5 yıl beni keskin Alman çizgili mühendis yapımdan uzaklaştırdığı ve daha çok "anneanne"vari kulaktan-dolma-tarifler'e yakınlaştırdığı için bu keskin tarifler beni biraz tabir yerinde ise kasmaya başladı. Bu nedenle, bu yazıda net bir kompost tarifi arıyorsanız, şimdiden söyleyeyim, bulamayacaksınız...<br />
<br />
Almanya'nın büyük şehirleri dışında çok yaygın olan bahçeli evlerinde kompost yapımı çok yaygın, hatta mecburidir, çünkü yasaların da gerektirdiği şekilde çöplerini ayırırlar ve organik atıkların bertaraf edilmesi için ayrıca ücret öderler. Yıllar önce, eşimin yanında kaldığı, benim de ziyaretler arasında tanıştığım 80'li yaşlarındaki ev sahibesi, Leonore'den öğrendim kompost yapımını aslında... Son derece basit bir düzenek... Alt alanı 1 metrekare olacak gibi bir tahta sandık düşünün... Ancak alt-ön tarafı ve üstü açık. Biyolojik atıkları üstten ekliyor, kompost oldukça da altındaki açıklıktan alıyor ve bahçede toprak olarak kullanıyorsunuz... Leonore'ye göre işin iki püf noktası var:<br />
<br />
*) Evsel atık olarak asla pişmiş/yağlı yemekleri kullanmamak. Sebebi, yağ kokusunun fare vb. istenmeyen misafirleri davet edebilecek olması muhtemelen...<br />
<br />
*) Bir kat evsel atığa ilave olarak bir kat toprak kullanmak. Bunun sebebi de kuru yaprak vb. karbon açısından güçlü, çürümeyi arttırıcı bileşenin azlığına karşı kompost oluşumuna destek olmak olmalı...<br />
<br />
Her neyse, bloğu takip edenlerinizin bileceği gibi uzun süredir köydeki bahçemden uzağım... Bahçe hasretimi şehirdeki evimin balkonunda gidermeye çalışıyorum. Bu sezon şu ana kadar balkonda yetiştirdiklerim şu şekilde: Bezelye, marul, roka, 4 farklı çeşit domates, 2 çeşit biber, pırasa, soğan ve fındık turp... Ayrıca kavun denemem de sürüyor... Saksıda yetişebileceğini düşündüğüm hemen her çekirdeği toprağa gömüveriyorum açıkçası...<br />
<br />
Tabii bahçe özlemi arttıkça evde de bir çöpten-bostan-projesi gelişmeye başladı... İlk adım olarak çekirdeklerin dikilmesi, daha sonra pırasa ya da marul kökünün toprağa saplanması gibi çalışmalarım sürüyor...<br />
<br />
Bir diğer çalışmam da kompost haliyle... İşin güzel tarafı ise, oluyor olması... Balkonun müsaade ettiği kadar, büyükçe bir saksı ile başladım işe... Dibine biraz toprak serdim, sonra evden ne çıkarsa artık... Yumurta kabukları mesela, soğanların dibi, yarılıp çürüyen birkaç sebze, kullanılmış çay, marulun dış yaprakları, rokanın iyice karta kaçanları, muz, karpuz ya da kavun kabukları... Dikkat ettiğim önemli bir husus, bunların mümkün olduğunca minik parçalara ayrılması, ki bu da çürümeyi hızlandırıyor... Bir kat evsel atık, bir kat toprak... Saksı bir bakıyorum dolmaya yüz tutuyor, sonra bir bakıyorum içindekilerin çürümesi ile çökmüş birkaç gün içinde... Havalar sıcak zaten, bu kompost için iyi birşey... Arada suluyorum, zaman zaman da dıştan içe karıştırıyorum oluşmaya başlayan toprağı... Üstünü kapatmıyorum ki nefes alsın, doğanın çürüme ile sorumlu diğer yaratıkları ile buluşabilsin... Etrafında sinekler toplanıyor, ki bu iyiye işaret... Tamamen olduğunda bu sinekler gidecekler başla işlere... Birkaç da solucan bulabilsem keşke...<br />
<br />
Birkaç kaynak:<br />
<a href="http://www.kuraldisidergi.com/3524/evde-kompost-yapimi/">http://www.kuraldisidergi.com/3524/evde-kompost-yapimi/</a><br />
<a href="http://www.bahcesel.net/forumsel/toprak-bilgisi-topraksiz-tarim/9938-kompost-nedir/">http://www.bahcesel.net/forumsel/toprak-bilgisi-topraksiz-tarim/9938-kompost-nedir/</a><br />
<a href="http://alternatifyasam.blogspot.com/">http://alternatifyasam.blogspot.com/</a><br />
<br /></div>
Gokyuzu99http://www.blogger.com/profile/02025053726260003392noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6496033140246446453.post-76218910832796957902013-03-14T02:15:00.003-07:002013-03-14T04:13:14.217-07:00Yaşasın BAHAR Geldi...<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiNC3oH7kW0zgVKZ0e5lxKag2vptVKE0YmOhLO2HqBvg4H63EuYNsbmjqAF-PIqmTohMkXz0RsHLntqeLwNIiN7oDvZRdYC2rCsZLC3PJJENaGVUpV0fv7mOLps9SqvexuIxez2TmeacIqs/s1600/2013-02-25-1708.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="161" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiNC3oH7kW0zgVKZ0e5lxKag2vptVKE0YmOhLO2HqBvg4H63EuYNsbmjqAF-PIqmTohMkXz0RsHLntqeLwNIiN7oDvZRdYC2rCsZLC3PJJENaGVUpV0fv7mOLps9SqvexuIxez2TmeacIqs/s320/2013-02-25-1708.jpg" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiyQkaByq2uTsvBmm7FfJh2u2-gi9nOqD1fRBCQMYBp9h782wbC1Y6tkWBudtprjb42flPp6Pq7pmIbxghyphenhyphenffIQZ-V9uGL9vjYbyEEK4S0NobpBzFSIWZGbqoUeDvixbJLOteF7lAmRSw9a/s1600/2013-02-25-1709.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="207" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiyQkaByq2uTsvBmm7FfJh2u2-gi9nOqD1fRBCQMYBp9h782wbC1Y6tkWBudtprjb42flPp6Pq7pmIbxghyphenhyphenffIQZ-V9uGL9vjYbyEEK4S0NobpBzFSIWZGbqoUeDvixbJLOteF7lAmRSw9a/s320/2013-02-25-1709.jpg" width="320" /></a></div>
İlk önce fulyalar başladı açmaya, arkasından papatyalar boy gösterdi... Ağaçların uçları kabardı, minicik tomurcuklar gösterdi kendini... Arkadaşım badem ağacı çiçek açmıştı bu sırada çoktan...<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhPxoAeOusSDXjgkNeAQz2a28arhPyKh1ucimJIRInsfSihO7TkEjH3TZrg_RV8kMUJ1jzLSCdOpfWeB3TKUtxnty8Zl3-oNJ4x4xKzJoN7h-XFV36QMXaPoij9hnSxWbxTCWIc4L-lQvlf/s1600/2013-02-25-1711.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="160" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhPxoAeOusSDXjgkNeAQz2a28arhPyKh1ucimJIRInsfSihO7TkEjH3TZrg_RV8kMUJ1jzLSCdOpfWeB3TKUtxnty8Zl3-oNJ4x4xKzJoN7h-XFV36QMXaPoij9hnSxWbxTCWIc4L-lQvlf/s320/2013-02-25-1711.jpg" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjvDRED8GbH_fik_U4J4smrM9XK0K9l-auL9Al54Gr6gqD7XRZ0eRW-Hbo90atqrvaYJAnCVwM1pEXtP49Ca9Ymxe1GpylUzzIFM5VZokF96dDW6MIw3b8IgXpMNVnRx2DFOyf0LdYj4fpF/s1600/2013-02-25-1715.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="180" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjvDRED8GbH_fik_U4J4smrM9XK0K9l-auL9Al54Gr6gqD7XRZ0eRW-Hbo90atqrvaYJAnCVwM1pEXtP49Ca9Ymxe1GpylUzzIFM5VZokF96dDW6MIw3b8IgXpMNVnRx2DFOyf0LdYj4fpF/s320/2013-02-25-1715.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
Dağlarına bahar gelmişti memleketimin...<br />
<br />
Zavallı ben ise, şehir insanı moduna döndüğüm için yeniden, pencere önü bostanlarına merak sardım, ancak hazır işler beni kesmediğinden Çöpten Bostan Projesi'ni uydurdum...<br />
<br />
Aşağıdaki ananas yetiştirme yöntemini görmemle başladı herşey...<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjdVc_XtJMpSSkIOLjIUwdlpuVxk8yYkJmsi16QM-KecmTCcUaJmMxYtHEBtLkmO5u7bwhgEEhpr3ghReFAfX3ZbaCnEwe__Ea1VtoLhyphenhyphenTr7LuNX6Ie6j0s59lMDSA9NUi-ab-wjqdFnqUe/s1600/535637_471918719543898_88723197_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="215" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjdVc_XtJMpSSkIOLjIUwdlpuVxk8yYkJmsi16QM-KecmTCcUaJmMxYtHEBtLkmO5u7bwhgEEhpr3ghReFAfX3ZbaCnEwe__Ea1VtoLhyphenhyphenTr7LuNX6Ie6j0s59lMDSA9NUi-ab-wjqdFnqUe/s320/535637_471918719543898_88723197_n.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
Pazardan aldığım neleri yeniden yetiştirebilirim diye düşündüm... İlk akla gelenler soğan ve de sarımsaktı tabii, arkasından da marul ve kıvırcık salata geldi... İnanamadım ilk önce yapraklarını kullandığımız marulun dibinden kök vereceğine, ama oluyormuş, işte kanıtı aşağıda... 2 fotoğraf arasında 10 gün kadar süre var. Tabii baharın mucizesi bu hız...<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhD-P6CH2T77jMzY7iKXWUwG44qbYl9tYVTeKD3Nxl_ON72blanHmZT1JcHEDQiK4anAc_tSnwP-88sJmZyG5NV9iJeyGV9BVSDIwg1CB60AFekmG2M9M8QCG7xL4ImLNmaFqn9togHxVhf/s1600/884556_488435744551162_1970604225_o.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhD-P6CH2T77jMzY7iKXWUwG44qbYl9tYVTeKD3Nxl_ON72blanHmZT1JcHEDQiK4anAc_tSnwP-88sJmZyG5NV9iJeyGV9BVSDIwg1CB60AFekmG2M9M8QCG7xL4ImLNmaFqn9togHxVhf/s320/884556_488435744551162_1970604225_o.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<br />
Yanında üstte minik, altta uzun görünen sap ise sarımsak... İlk dikim sonrası şu haldeydi balkon bostanım:<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiv5M3wta2jsRJPGt_zUesg9Haq9ngiT_zjVlwsvsXvB-BSL1Mp3qF8cS9GOsYKJTl6BZ_vDxMEWb1UCHSXmlgjqK5bHat_IyrnN-XPpNiKU-kuRS1e6Un6sGFpttp4z99B1zAGLASBHTNd/s1600/602859_485349924859744_49071864_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiv5M3wta2jsRJPGt_zUesg9Haq9ngiT_zjVlwsvsXvB-BSL1Mp3qF8cS9GOsYKJTl6BZ_vDxMEWb1UCHSXmlgjqK5bHat_IyrnN-XPpNiKU-kuRS1e6Un6sGFpttp4z99B1zAGLASBHTNd/s320/602859_485349924859744_49071864_n.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
Çöpten Bostan Projesi'nin yeni adımı ise çilekler... <span style="background-color: white; color: #333333; line-height: 18px;"><span style="font-family: inherit;">Çilekleri yıkadığınız suyu lavaboya değil saksılara dökün... Çıkan çilek bitkilerini gülümseyerek izleyin... Vakti yaklaşıyor... Geçen sene yapmıştım, bu sene de niyetliyim...</span></span><br />
<span style="background-color: white; color: #333333; line-height: 18px;"><span style="font-family: inherit;"><br /></span></span>
<span style="background-color: white; color: #333333; line-height: 18px;"><span style="font-family: inherit;">Son olarak İtalya'dan aldığımız beyaz dipli fındık turpun macerasını yazmak istiyorum... Ektiğimin 3. günü süren bu minik turpların ilk 3 günlük macerası acayip hızlı geçti... Gün be gün takip etmek beni çok keyiflendirdi... Şimdi kendi yapraklarını vermesini bekliyorum fidelikten asıl saksıya nakletmek için... Tabii aslında minik saksıya bir avuç atmak yerine yumurta viyollerine, her göre 2-3 adet gelecek şekilde ekmiş olsaydım, nakletmek çok daha kolay olacaktı. Karton toprakta eriyeceği için direkt viyolle ekebilecektim...</span></span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEimH5nI-KbwpllkDoruJSMmwuuVP102In5pGjckr0feM6t75EnqPMG_yNegg5_7CoBUj1Y2S7kUrrYk5v_vB6_x3yotmXLHbaRfqQj-Hlysj_QOhd0ufSPud547zQnZ6EszTG7A9C29Wu3F/s1600/487463_10151373200883068_767505809_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEimH5nI-KbwpllkDoruJSMmwuuVP102In5pGjckr0feM6t75EnqPMG_yNegg5_7CoBUj1Y2S7kUrrYk5v_vB6_x3yotmXLHbaRfqQj-Hlysj_QOhd0ufSPud547zQnZ6EszTG7A9C29Wu3F/s320/487463_10151373200883068_767505809_n.jpg" width="320" /></a></div>
<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px;"><br /></span>
<span style="background-color: white; color: #333333; line-height: 18px;"><span style="font-family: inherit;">Neyse, şimdi aynı heyecanla bezelye ve domatesleri bekliyorum, bakalım onlar ne zaman çıkartacaklar başlarını topraktan...</span></span></div>
Gokyuzu99http://www.blogger.com/profile/02025053726260003392noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6496033140246446453.post-1437533857799256712013-02-18T01:55:00.001-08:002013-02-18T01:55:50.247-08:00Köyümden uzak kaldım, çorbalarla avunuyorum...<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi0kQvrZsyK8w4O7DU-0Ww0fsEbrttZvJTrshfX9yyNcLfhlyYNRzaiYxYiS-WZg_q1smcjFbI5qM1DH1RWalPlK5urgmOtp0ts3kQndVF9g0-o8E3PPlcArAm2uW-clW82qEx0Xydejv3y/s1600/bezelye-%C3%A7orbas%C4%B13.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi0kQvrZsyK8w4O7DU-0Ww0fsEbrttZvJTrshfX9yyNcLfhlyYNRzaiYxYiS-WZg_q1smcjFbI5qM1DH1RWalPlK5urgmOtp0ts3kQndVF9g0-o8E3PPlcArAm2uW-clW82qEx0Xydejv3y/s320/bezelye-%C3%A7orbas%C4%B13.jpg" width="320" /></a></div>
Yeni işim sebebi ile uzunca bir süredir köye gidemedim... Bu arada hasat mevsimi geldi, eşim sağ olsun zeytinlerimiz toplandı, sıkıldı, dinlenmeye bırakıldı...<br />
<br />
O sakin köy günleri, soba başında tıkırdayan çaydanlık sesleri ile örgün örmek bu sene bana hayal oldu...<br />
<br />
Hafta sonları da olmadan çalışmak yorucu olmasına yorucu da, beni asıl üzen, mutfaktaki mutlu dakikalara daha az zaman kalması...<br />
<br />
Her neyse, dün biraz vaktim oldu, bir bezelye çorbası pişirdim kendime... Sebze çorbaları için standarda yakın bir tarif oluştu aslında, onu baz alıp ufak dokunuşlarla renklendiriyorum çorbalarımı... Dünkü nefis bezelye çorbamın tarifi de şu şekilde...<br />
<br />
Malzemeler:<br />
1,5 su bardağı bezelye (yazın alıp ayıklayıp dondurduklarımdan)<br />
2 çiçek karnabahar (dolapta ne varsa kontenjanından)<br />
1 büyük ya da 2 küçük kuru soğan<br />
2 diş iri sarımsak<br />
1 su bardağı süt<br />
yarım çay kaşığı toz - tatlı kırmızı biber<br />
çay kaşığının burnu ile zerdeçal<br />
zeytinyağı<br />
tuz<br />
toplam 4 su bardağı et suyu, makarna suyu, su<br />
<br />
Yapılışı:<br />
Soğanları ve sarımsakları iri doğrayıp zeytinyağında kavuruyoruz, ufak doğranmış karnabaharları ilave edip biraz daha çeviriyoruz. Üzerine diğer malzemeleri ilave edip düdüklü tencerede 20 dakika kadar pişiriyoruz.<br />
daha sonra blendırdan geçirip üzerine biraz krema gezdirerek ya da kıtır ekmekçikler ekleyerek servis yapıyoruz...<br />
<br />
Biz çok sevdik, belki siz de seversiniz... Afiyet olsun...<br />
<br />
Fotoğraf: http://www.sibelinkahvesi.com</div>
Gokyuzu99http://www.blogger.com/profile/02025053726260003392noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-6496033140246446453.post-44224980073601812672013-02-03T02:29:00.001-08:002013-02-03T02:29:24.721-08:00Resimde Zeytin II<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhksZ0haBW4xPBKudXHVnC498GX8SOfBuR48SGtPI5EpicTRisciyw2KK_xfC_49ELbGNn4EeinG77SPQ5aKx23REnbpxw4y7uoJid4gz4Y7M2_7ugfVUjHKXL28TOgUmnuIeV-ODZgFf2v/s1600/yalcin+gokcebag.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhksZ0haBW4xPBKudXHVnC498GX8SOfBuR48SGtPI5EpicTRisciyw2KK_xfC_49ELbGNn4EeinG77SPQ5aKx23REnbpxw4y7uoJid4gz4Y7M2_7ugfVUjHKXL28TOgUmnuIeV-ODZgFf2v/s1600/yalcin+gokcebag.jpg" /></a></div>
<br />
Ressam: Yalçın Gökçebağ<br />
<br />
Eserin orijinali için: http://www.ozbilenlermuzayede.com</div>
Gokyuzu99http://www.blogger.com/profile/02025053726260003392noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-6496033140246446453.post-44088451422057547482012-12-06T00:45:00.002-08:002012-12-06T00:45:41.577-08:00Resimde Zeytin<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhu7S-q5YQRNmhEV2XASiUFIg7F_hyo0CG8IAr1Of6BDEb-l8q6FoC-U70ExyDBe2pKWa0NrIW8RUEV4mSt10kss0-uaTWXXvIwEiy1pMWGlN1c3eHEDCY3estPMe3afwWwe4dlGpi-nzwM/s1600/380889_411041048968077_1020576668_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="221" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhu7S-q5YQRNmhEV2XASiUFIg7F_hyo0CG8IAr1Of6BDEb-l8q6FoC-U70ExyDBe2pKWa0NrIW8RUEV4mSt10kss0-uaTWXXvIwEiy1pMWGlN1c3eHEDCY3estPMe3afwWwe4dlGpi-nzwM/s320/380889_411041048968077_1020576668_n.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<div style="text-align: center;">
Zeytin toplayıcıları </div>
<div style="text-align: center;">
Ressam: Sema Çulam</div>
</div>
Gokyuzu99http://www.blogger.com/profile/02025053726260003392noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-6496033140246446453.post-55042437480568187322012-11-11T07:20:00.005-08:002012-11-11T07:20:49.052-08:00Bir sonbahar daha<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgu6sJOIbZ3781ehueLuhyXnPCcCUGcnhqBjDtpuluO7PD9YuMRF5Tpawe1GVz0I3tw_NV4wFiRXaf8C2DeqdovvLoOBz0VNtncBUCo9diTy5HkqoTCVwPMIxQEG2QwmGPzrIZZJMK2zwfu/s1600/kasim+20121.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgu6sJOIbZ3781ehueLuhyXnPCcCUGcnhqBjDtpuluO7PD9YuMRF5Tpawe1GVz0I3tw_NV4wFiRXaf8C2DeqdovvLoOBz0VNtncBUCo9diTy5HkqoTCVwPMIxQEG2QwmGPzrIZZJMK2zwfu/s400/kasim+20121.jpg" width="400" /></a></div>
Uzun süren bir yaz döneminden sonra, can veren yağmurlarla sonbahar nihayet geldi buralara... Kimileri yalancı bahar olarak adlandırsa da benim için dolu dolu ikinci bahar sonbahar Ege'de...<br />
<br />
Geçen ay, yazmayı çok isteyip de vakit bulamadığım bir olay oldu bahçemizde. Yaban domuzunun biri, bahçeyi dağıttı. Nihayet kendini bulmaya başlayan domatesler, son yeşil domateslerini veremeden tarih oldular, yanlarında patlıcanlar ve biberlerle birlikte... Bir yaban domuzu tek başına koca bir bahçeyi dümdüz edebiliyormuş, bunu öğrendik. İlk tepkim, "onun da yemeğe ihtiyacı var" olsa da, öğrendim ki, sevgili yaban domuzumuzun amacı, o bitkileri yemek değil, sulanan toprakta bol bulunan solucanlara ulaşmakmış... Kısmet işte. onun karnı doydu, bizim bahçemiz erken de olsa kışa hazırlandı.<br />
<br />
Çoğu şehirli arkadaşımın hayallerini süsleyen bir köye yerleşme projesinin hesapta olmayan parçalarından biri yaban domuzu, diğer parçalar ise tilki, sansar ve börtü böcek sanırım... Doğal hayatın diğer parçaları. Bana onlardan korkmuyor musun diye soranlara cevabım şu: Burası onların alanı, buraya gelmeyi sonradan seçen insanoğlu. Bu durumda anlaşmak en doğrusu...<br />
<br />
Bu sene biraz daha çeşitlendirmeye niyetlendik kış sebzelerini, kereviz ve pırasaya ek olarak kara lahana ve brokoli de giriyor deneme listesine. Merakla bekliyorum sonuçları.<br />
<br />
Domuzun insafına kalan tek parça bal kabakları büyümeye devam ediyor, ikisi sararmış, biri hala yeşil.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgnOFYqRtktmCJlfc6LqweEFQrjvb3dKo_uxGUEqFBFsaJ3jLobKUeQUuxHyiMJqDm3D3dcewwBvQA2iJdQ-R9tlkYB51eJ8uO8_JJgMRMXs8R2X357__Xsl2v2lgaXZApB-XgMQeQKSA89/s1600/kasim+20122.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgnOFYqRtktmCJlfc6LqweEFQrjvb3dKo_uxGUEqFBFsaJ3jLobKUeQUuxHyiMJqDm3D3dcewwBvQA2iJdQ-R9tlkYB51eJ8uO8_JJgMRMXs8R2X357__Xsl2v2lgaXZApB-XgMQeQKSA89/s640/kasim+20122.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
Neyse gelelim ikinci bahar tarafına yazının... Ilık ve yağışlı bir dönemin ardından kasımpatları ile birlikte sarı papatyalar, dağ papatyaları ve ismini aklımda tutamadığım buranın yerel turuncu papatyaları çiçeklenmiş... Ayrıca önümüzü yaz zannedenler de olmuş, sevgili leylağımız ve gül hatmi ile petunyalar, aslanağızları da çiçeklerini açıvermişler. Hindibalar, her daim açmaya hazır halleri ile duvarlardan bile fışkırmışlar.<br />
<br />
Bir de fulyalar, frezyalar ve sümbüller var tabii... Kışın içinde baharı müjdeleyen o müthiş çiçekler soğanlarından başlarını çıkartıp yeşillenmişler bile...<br />
<br />
Yani bahçenin üst tarafı tam bir bahar havasında... Oysa içerde soba yanmaya başladı. Soba üstü çaydanlığım yazın kaldırdığım köşesinden göz kırpıyor bana...</div>
Gokyuzu99http://www.blogger.com/profile/02025053726260003392noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-6496033140246446453.post-67790301461566420312012-11-04T07:31:00.002-08:002012-11-04T07:31:50.652-08:00Zeytinyağlı yiyemem aman<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<img border="0" height="262" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjmgg2PhUVavq1tFhDW7TvalZhSlJP7ffiRZgIuJFnUfJ1lT5W-DjSgBpU6GW08g2OR6Fs0_PdEDAJ_HPw9eLKPsKs15xyMlfkDlajcbaXit8XgpJ8qepzvXwP106JOsLjPbknIh6SulvLL/s400/000000000000320023.jpg" width="400" /></div>
<br />
<div style="text-align: center;">
İzmir On The Rocks'ta yayınlanan yeni yazım...</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<a href="http://www.izmirontherocks.com/index.php?option=com_content&view=article&id=722:zeytnyali-yyemem-aman&catid=73:blog&Itemid=54" target="_blank">Okumak için bu linke tıklayabilirsiniz...</a></div>
</div>
Gokyuzu99http://www.blogger.com/profile/02025053726260003392noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-6496033140246446453.post-69982511324233136482012-08-17T07:33:00.001-07:002012-08-17T07:33:24.713-07:00iyi bayramlar<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi_XDEfUnSVR3ImqiDARQ2mrz4XaaAhd0vELfQ3f3IpKg-vZ4FiGebhlnWZxL4Z7XDqkdCR0CqXbUyB1ulXdEBS3jIjYmr1KUPAgTtW5uWTLpkhqpYg-CHCxVIcy-0TGzK42cmzL8bYEHqw/s1600/bayram_div.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi_XDEfUnSVR3ImqiDARQ2mrz4XaaAhd0vELfQ3f3IpKg-vZ4FiGebhlnWZxL4Z7XDqkdCR0CqXbUyB1ulXdEBS3jIjYmr1KUPAgTtW5uWTLpkhqpYg-CHCxVIcy-0TGzK42cmzL8bYEHqw/s640/bayram_div.jpg" width="640" /></a></div>
<br /></div>
Gokyuzu99http://www.blogger.com/profile/02025053726260003392noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6496033140246446453.post-48950801529077367282012-07-20T06:35:00.000-07:002012-07-20T06:40:09.154-07:00Acurlar oldu... Kavanozlara doldu...<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
Yazın bunaltıcı sıcak günlerinden merhaba...<br />
<br />
Ben bahçeye dikmeyi akıl edememiş olsam da komşularım sağ olsunlar acur getirmişler bahçelerinden yeni mahsül, benden aldıkları kayısıların karşılığında...<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiiIfwE1dkEXfDp6eRg9_2pORT9DLrEzi2VaTR-quMsc57_CLGay_AIz0mLLbBHuTU9rpg3xsiNIar06Fcpu8ay12VhgU-2xc_N2QfG1YCQfJyY0zkjNiHGzJ0HuIniWNGN9iR4upyT_OBW/s1600/2012-07-14-701.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="201" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiiIfwE1dkEXfDp6eRg9_2pORT9DLrEzi2VaTR-quMsc57_CLGay_AIz0mLLbBHuTU9rpg3xsiNIar06Fcpu8ay12VhgU-2xc_N2QfG1YCQfJyY0zkjNiHGzJ0HuIniWNGN9iR4upyT_OBW/s320/2012-07-14-701.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<span style="background-color: white;">Dışarıda severek yerim de, kendim yapmak nasip olmamıştı daha önce, acur turşusu kurdum bu yaz ilk defa...</span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhcFwOOaXZoIa7as-aJsPWSWDIl3x24wxEdtghetPiXyaJOz1AfwDhz8SZWgZpPkYUju8GmA4i_wuLq-WwdPiRY87gq0nh_e5JAoeojzmpv5OxABfR972LCeYuh2R3GV4q7FBqZ3orrYlnY/s1600/2012-07-14-703.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="208" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhcFwOOaXZoIa7as-aJsPWSWDIl3x24wxEdtghetPiXyaJOz1AfwDhz8SZWgZpPkYUju8GmA4i_wuLq-WwdPiRY87gq0nh_e5JAoeojzmpv5OxABfR972LCeYuh2R3GV4q7FBqZ3orrYlnY/s320/2012-07-14-703.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
Acurları yıkayıp doğradım. Temiz kavanozlara yerleştirdim. Sonra dolabı kurcaladım, bir adet kapya biber ve 3 adet de fındık turp buldum, onları da yıkayıp dilimledim ve kavanozlara paylaştırdım. Her bir kavanoza iri birer diş sarımsak ekledim ve son dokunuş olarak da birer sap biberiye. eğer evinizde varsa kereviz sapı da çok yakışıyor turşulara, tavsiye ederim.<br />
<br />
Sıra geldi turşu suyuna. Ben genellikle turşu suyunu önceden hazırlayıp evde bulunduruyorum, fazla sebzeleri, dışardan söylenen yemeklerin yanında gelen, havuç, turp gibi ürünleri bir kavanoza doldurup turşuyu anında kuruveriyorum, çok pratik oluyor.<br />
<br />
Turşu suyu için arzu ederseniz Dr. Oetker'in Turşukur'unu kullanabilirsiniz, ya da kendiniz evde hazırlayabilirsiniz. Tarif kabaca şöyle:<br />
<br />
1 çay bardağı kalın tuz<br />
1 su bardağı sirke<br />
10 tane kadar nohut<br />
1 tatlı kaşığı şeker<br />
2,5 litre kaynatılıp soğutulmuş su<br />
<br />
Keyfinize göre sirke miktarını arttırabilir ya da limon suyu ilave edebilirsiniz. Yine tane karabiber, kişniş gibi baharatlar ekleyebilirsiniz. Nohut mayalanmasına yardım için konuyor, evde yoksa kullanmasanız da olabilir.<br />
<br />
Hazırladığınız turşu suyunu kavanozlara boşaltın, ağızlarını sıkıca kapatıp güneş almayan bir yerde bekletin. Turşunuz 2-3 hafta içinde hazır olacaktır. Eğer biber turşusu yapacaksanız, biberleri önce iğne ile birkaç yerinden delin. Lahana için de gaz oluşumu olacağından 2-3 günde bir kavanozu sallayıp kapağı açarak çıkan gazı boşaltın.<br />
<br />
Kullandığınız kavanoz kapaklarının temiz ve passız olması çok önemli, bunu mutlaka kontrol edin ve gerekiyorsa yeni kapak satın alın. Sirke asitli olduğundan kapaklarınızı daha da eskitecektir.<br />
<br />
Afiyet olsun.</div>Gokyuzu99http://www.blogger.com/profile/02025053726260003392noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-6496033140246446453.post-53306847236420552492012-06-10T02:44:00.000-07:002012-06-10T02:44:21.946-07:00Resmen Yaz Geldi<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiY-ak_ZwPGUGJiL696c6mJUhE0xJuKJEHPq9GQ-SDevaaxrbbPTIIonp0RPjEWfoDMYEXK3TE-uQhz9DO-1zYCwUJdEkSe_m0axXh26YKknOfHrIgvP9llBTgJBRAPHB4R_CWQa1JUMsuk/s1600/2012-06-10-392.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="192" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiY-ak_ZwPGUGJiL696c6mJUhE0xJuKJEHPq9GQ-SDevaaxrbbPTIIonp0RPjEWfoDMYEXK3TE-uQhz9DO-1zYCwUJdEkSe_m0axXh26YKknOfHrIgvP9llBTgJBRAPHB4R_CWQa1JUMsuk/s320/2012-06-10-392.jpg" width="320" /></a></div>
Havalar 30 derecenin üstüne çıktı, ağaçlarda çiçeklerin yerini meyveler aldı. Bademler mesela, çağla konumundan çıktılar... Meyveler ballandıkça yoğun bir arı vızıltısı da yerini aldı bahçede... Dün akşam sezonun ilk semizotunu topladım mesela, sarımsaklı yoğurtla karıştı, nefis bir salata olarak yerini aldı sofrada...<br />
<br />
Girit kabakları çoktan mahsül veriyor... Doğa yapacağını yapıyor yine, biz burada olsak da olmasak da... Tek istediği biraz su takviyesi, onu da komşular hallediyor sağ olsunlar...<br />
<br />
Evde yeşillenen soğanları balkon saksısına sokuşturuvermiştim geçen ay, onları biçip duruyordum arada, fonksiyonel geldi, görsel olmasa da, bir saksının yanına adaçayı diktim, diğerine biberiye... Çok keyifliler onlar da. Hatta, 1-2 biber çekirdeği de gömüvermiştim, onlar da filizlenmiş o saksılarda, ayırıp bahçeye almalı haftaya...<br />
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiWhKVZevtsUnmpNDa9wC-yUsq02hhCdTh9v0GUewr5Gw8CGeXKqONot3g3UnaT0N8CTPt0QKFkMl1u_ihWOXz54cHclb0y_8Y2zUJ2tt8kHlxBTYG_bBr9KjpI16zRTwvG-IUoNKnvx1ef/s1600/2012-06-10-396.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="213" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiWhKVZevtsUnmpNDa9wC-yUsq02hhCdTh9v0GUewr5Gw8CGeXKqONot3g3UnaT0N8CTPt0QKFkMl1u_ihWOXz54cHclb0y_8Y2zUJ2tt8kHlxBTYG_bBr9KjpI16zRTwvG-IUoNKnvx1ef/s320/2012-06-10-396.jpg" width="320" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Taze soğanlar ve biberiye</td></tr>
</tbody></table>
<br />
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhm3jALEm6nMFFOY440HpyrRW3lMhajR_-96YEZNJMHPF2b6zGMNL5cnPtixm1FNEecZ3N84GNNNKRvS4Dayn3m84lG2TcKet_bUXTzxRzWykRWURoWgYeIFYB5XtbeOnhLhZnOJHsliov2/s1600/2012-06-10-397.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="212" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhm3jALEm6nMFFOY440HpyrRW3lMhajR_-96YEZNJMHPF2b6zGMNL5cnPtixm1FNEecZ3N84GNNNKRvS4Dayn3m84lG2TcKet_bUXTzxRzWykRWURoWgYeIFYB5XtbeOnhLhZnOJHsliov2/s320/2012-06-10-397.jpg" width="320" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Adaçayı</td></tr>
</tbody></table>
<br />
Bademlerin gölgesine salıncağımızı kurduk dün. Oğlum çıkardı tadını, ben vakit bulamadım henüz... Verandadaki sedire minderi attım, bir fincan kahvemle oraya kuruldum kahvaltı sonrası...<br />
<br />
Güllerin yapraklarını topladım yine geçen haftalarda, biraz da gelincik ile karıştırıp reçel yaptık, kıpkırmızı ama nefis gül kokulu bir reçel...<br />
<br />
Velhasıl, dağlarına bile yaz geldi memleketimin...</div>Gokyuzu99http://www.blogger.com/profile/02025053726260003392noreply@blogger.com2Gödence/Izmir, Türkiye38.2661802 26.919006538.2599467 26.909135999999997 38.2724137 26.928877tag:blogger.com,1999:blog-6496033140246446453.post-80512836999956963372012-05-26T13:36:00.000-07:002012-05-26T13:40:01.311-07:00İzmir'den Efsane Geçti<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div style="text-align: left;">
<span style="font-family: inherit;">17 Mayıs akşamı Buzbağ Şarapları'nın İzmir'deki "Efsane Gurmelerini Arıyor" etkinliğine davetliydik. Sevgili <a href="http://www.mutfakrobotum.com/">Zeynep Braggiotti</a>'nin moderatörlüğünde, <span style="background-color: white; line-height: 24px; text-align: -webkit-auto;"> </span><a href="http://www.kayrawinecenter.com/Default.aspx" style="background-color: white; border: 0px; font: inherit; line-height: 24px; margin: 0px; padding: 0px; text-align: -webkit-auto; text-decoration: none; vertical-align: baseline;">Kayra Wine Center</a><span style="background-color: white; line-height: 24px; text-align: -webkit-auto;"> müdürü ve şarap eğitmeni Cüneyt Bey’in eşsiz ve bilgilendirici sohbeti eşliğinde Buzbağ'ın nefis şaraplarını tatmak fırsatı bulduk.</span></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgHJWP3xtl3b4SqcUYvdL794sfM5WiL7yT6NZ9A22zYJ4mNEoj32dpGFnHJ2wlX74y8EmFbi8YuAA6M_Ch6WqbiT8uDJu6IIzqFzjrNpgDmlWrTUUgiUgilbLlNungmPOiqEwrOH37nKmYk/s1600/bzbag.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="266" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgHJWP3xtl3b4SqcUYvdL794sfM5WiL7yT6NZ9A22zYJ4mNEoj32dpGFnHJ2wlX74y8EmFbi8YuAA6M_Ch6WqbiT8uDJu6IIzqFzjrNpgDmlWrTUUgiUgilbLlNungmPOiqEwrOH37nKmYk/s400/bzbag.jpg" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="background-color: white; line-height: 24px; text-align: -webkit-auto;"><br /></span></span></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="background-color: white; line-height: 24px; text-align: -webkit-auto;">Anadolu'nun üzümlerinin yine Anadolu'nun diğer lezzetleri ile uyumunu keşfederken aynı zamanda şarap tadımının bazı detaylarını da öğrendik.</span></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiO_8L2PZd7RbAphM33p4SDhK-U2fWHowilICpPUwIZgAbLoTWm1FwQxlkpGKkpS_cuUpRef_QXBAfxyaI5g3892nvw_B8Y6RvgeGXixQCSGsrhyphenhyphensCjmm1TjiipuDsQ6Q2kk3xMVXFryiAW/s1600/7266430402_84016a8423_o.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="266" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiO_8L2PZd7RbAphM33p4SDhK-U2fWHowilICpPUwIZgAbLoTWm1FwQxlkpGKkpS_cuUpRef_QXBAfxyaI5g3892nvw_B8Y6RvgeGXixQCSGsrhyphenhyphensCjmm1TjiipuDsQ6Q2kk3xMVXFryiAW/s400/7266430402_84016a8423_o.jpg" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="background-color: white; line-height: 24px; text-align: -webkit-auto;"><br /></span></span></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="background-color: white; line-height: 24px; text-align: -webkit-auto;">Benim gibi, son zamanlarda dikkatini zeytinyağı tadımı üzerine yoğunlaştırmış biri için çok farklı aynı zamanda bir o kadar da keyifli bir tecrübeydi doğrusu. Zeytinyağı'ndan farklı olarak şarap tadımı gözle - gözlemle başlıyor her şeyden önce... Cüneyt Bey'in anlatımı ile tıpkı doğada olduğu gibi... Şarabın rengi ve berraklığı, kalitesi hakkında pek çok bilgi verebiliyor. Zeytinyağında tortu tazeliğe gönderme yaparken, şarapta olgunluğun göstergesi olabiliyor mesela... </span></span></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="background-color: white; line-height: 24px; text-align: -webkit-auto;"><br /></span></span></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="background-color: white; line-height: 24px; text-align: -webkit-auto;">Görsellik adımını geçtiğimizde iki efsanevi sıvı aynı önemli noktada buluşuyor: KOKU</span></span></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="background-color: white; line-height: 24px; text-align: -webkit-auto;"><br /></span></span></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="background-color: white; line-height: 24px; text-align: -webkit-auto;">İlk burunda olduğu kadar nazal kanallardan alınan koku da ağzınızdaki sıvı hakkında çok farklı bilgiler veriyor. Yine dil üzerindeki farklı alanların kullanımı söz konusu şarapta, dikkatin dil üzerinde daha fazla yoğunlaştırılması gerekiyor. Sanırım bu yöntemi zeytinyağı tadımlarımda da kullanacağım bundan sonra.</span></span></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="background-color: white; line-height: 24px; text-align: -webkit-auto;"><br /></span></span></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="background-color: white; line-height: 24px; text-align: -webkit-auto;">Her tadım ayrı bir yolculuk, her tadım farklı bir deneyim, her deneyim bir ilerleme ve uzmanlığa giden patika... Tıpkı zeytinyağında olduğu gibi şarap da farklı derinliği olan bir konu, insanlar yıllarını veriyor tanımak, tanışmak, anlamak için... Bu anlamda şarap tadımına ufak bir başlangıç yapmış olduk en fazla...</span></span></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="background-color: white; line-height: 24px; text-align: -webkit-auto;"><br /></span></span></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="background-color: white; line-height: 24px; text-align: -webkit-auto;">Nazik ev sahipliği içi Zeynep Hanım'a, engin bilgilerinden faydalanmamız lütfunda bulunduğu için Cüneyt Bey'e ve bu keyifli organizasyon için Buzbağ Marka Müdürü Ahmet Yüce'ye teşekkür etmek istiyorum. </span></span><span style="background-color: white; line-height: 24px; text-align: -webkit-auto;">İtalyanların deyimi ile "olio nuovo, vino vecchio"dan ileri geçebilir miyim bilemiyorum ilerleyen yıllarda. Yıllar içinde zeytinyağı üreticilerinin de bu tatta aktiviteler üretmesini temenni ediyorum.</span></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="background-color: white; line-height: 24px; text-align: -webkit-auto;"><br /></span></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="background-color: white; line-height: 24px; text-align: -webkit-auto;">Teşekkürler Buzbağ</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhMauSnKrIxhQk-Dc0wWbr0PXy11TJPlrg3CUcDpCTCt0whWqitmGJAeqvCGIwxxp640lHGv3UCMc-F05yNha-4sla86oL1GMKuAbvKrsBJjP2vKCoXsV-VqBO0LZdwwncKu4eBbxrEXSTy/s1600/images.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhMauSnKrIxhQk-Dc0wWbr0PXy11TJPlrg3CUcDpCTCt0whWqitmGJAeqvCGIwxxp640lHGv3UCMc-F05yNha-4sla86oL1GMKuAbvKrsBJjP2vKCoXsV-VqBO0LZdwwncKu4eBbxrEXSTy/s1600/images.jpg" /></a></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="background-color: white; line-height: 24px; text-align: -webkit-auto;"><br /></span></div>
</div>Gokyuzu99http://www.blogger.com/profile/02025053726260003392noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-6496033140246446453.post-36040554136786988222012-05-08T12:34:00.003-07:002012-05-08T12:34:58.000-07:00Koku ya da İlk Gençliğim’den İstanbul Anıları<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjNSrivC93X7XCEAmexoBdk2e1DaO4PZbAcPivlO8foDVgrZFj1boTIDBj1DYXlG4z_ckZ9rFstf3tHhkkmGrDRNId0xDKGWOoDPx6Xu2KHF3AOUjlRa4sCBoH_e_-I9iFXHjGDVYo-hAs5/s1600/11047961555379558_FPn15L5S_f.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjNSrivC93X7XCEAmexoBdk2e1DaO4PZbAcPivlO8foDVgrZFj1boTIDBj1DYXlG4z_ckZ9rFstf3tHhkkmGrDRNId0xDKGWOoDPx6Xu2KHF3AOUjlRa4sCBoH_e_-I9iFXHjGDVYo-hAs5/s320/11047961555379558_FPn15L5S_f.jpg" width="239" /></a></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;">Yıllar önce,
ilk gençliğimde İstanbul’da Anadolu Yakası’nda Beyaz Leylaklı sokakta
oturmuştum bir yıl kadar… Leylakların baş döndürücü kokusu ile tanışmam bu
dönemde oldu. Tabii ki daha önce de koklamıştım leylakları, ama onların
işbirliği içinde, insanın aklını başından alan, denetimsiz kokularını bu
sokakta yaşadım demeliyim, daha doğrusu.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;">Nisan –
Mayıs aylarında başlayan bu çılgınlık, mevsim yaza döndüğünde yerini
ıhlamurların baygın kokusuna bırakırdı sokağımızda. Sanki kısa boylu, şeytani leylakların yanında
daha ayakları yere basan ıhlamur ağaçları mevsim değişip havalar ısındığında
akıllarının bir karıştan çok daha fazla havada olduğunu ispatlamak istercesine
patlatırlardı çiçeklerini… Ve o güzelim ıhlamur çiçekleri, sanki bütün sene
rayihalarını içlerinde tutmuş da, aylarca leylakları kıskançlıkla takip
etmişler gibi salardı kokularını yol boyunca… Hele gün akşama döndüğünde
kendinizden geçmeden adım atamazdınız sokakta… Her bir adım farklı bir deneyim
olur, hayaller içinde ilerlerdiniz… Eve mi gidiyorsunuz, masal dünyasına mı
karışırdı kafanız daha birkaç adım içinde…<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;">Bundan mıydı
acaba, her defasında ekmek almayı unutuşum eve dönerken, kim bilir?<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;">Geçen zaman
içinde, ben İstanbul’u terk ettim, Ege’de buldum kendimi… Hiç özlemedim
İstanbul’u ilk başlarda. Portakalların, limonların çiçeklerine bıraktım bahar
sevincimi… Yaseminlerin çılgınlığı, melisaların arsızlığı ile oyaladım yaz
gecelerimi. Sonra bir ilkbahar sabahı erguvanları aramaya başladı gözüm ağaçlar
arasında… Necati Cumalı’nın Güneş Özlemi
şiirindeki deli erguvanlar, yüreğimdeki bahçede ilk başını gösteren anıydı
İstanbul’dan… Fark ettim ki, Ege’de de aynı derecede deli tüm erguvanlar,
yatıştı yüreğim…<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;">Yine de
köydeki bahçemde, her türlü meyve ağacının arasında, manzaramın göz ucundaki
erguvan ağacı hepten su serpti içime… Lakin bir süre… Bir süre sonra bahçemde
olmayan iki ağacı daha fark ettim… Beni o ilk gençliğime götürecek iki
yaramazı… Leylak ve Ihlamur tabii ki…<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;">Derhal,
ikisine de birer yer açtım bahçemde, tıpkı yüreğimde paylaştıkları yer gibi…
Sonra da yeşermeye bıraktım o umutları bahçenin iki ayrı yakasında…<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;">Nihayet bu
sene, gözünün içine baktığım iki yürek sürgünümden ilki, yani leylaklarım
coşturdu beni, kendi çiçeklenişi ile… Öylesine güzel, öylesine çılgın, öylesine
vurdumduymaz… Sanki hiç umrunda değilmiş
de, öylesine salıvermiş gibi gönlündekileri…<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;">O leylakları
kokladıkça daha bir anladım, Alman yazar Patrick Süskind’in Koku (das Parfum) isimli
ilk romanındaki (Can Yayınları, ISBN: 9789755100593) kahramanı Jean-Baptiste
Grenouille’in deliliğini, hepsi benim olmalıydı o kokuların, sonsuza kadar…
Parfüm yapımını mı öğrenmeliyim?<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;">Evet,
sevgili minik ıhlamur ağacım, şimdi gözüm senin üstünde… Öyle fütursuzca bakma
bana… Adım adım yaklaşıyor senin de zamanın… <o:p></o:p></span></div>
</div>Gokyuzu99http://www.blogger.com/profile/02025053726260003392noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6496033140246446453.post-45917054320770768122012-04-22T04:00:00.000-07:002012-04-22T04:00:37.317-07:00Gelincik şerbeti<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjtroxrh-O8m6SLm7q-MBgVoJx_Yn7XFpuPjAUWnRmlpNDP94K9ab_3ghv6MXRQD1QuYC9Mz3Qxy33mmRCAS3XY9ncqyqvziZfZhm9EKYfgZt_0vC6jQzAQvIvNx9Piz1DlNeLDT-heRdYv/s1600/19281104624199460_FXCyOIYY_f.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjtroxrh-O8m6SLm7q-MBgVoJx_Yn7XFpuPjAUWnRmlpNDP94K9ab_3ghv6MXRQD1QuYC9Mz3Qxy33mmRCAS3XY9ncqyqvziZfZhm9EKYfgZt_0vC6jQzAQvIvNx9Piz1DlNeLDT-heRdYv/s320/19281104624199460_FXCyOIYY_f.jpg" width="320" /></a></div>
Köyümüzde ilk yazımızı geçirdiğimiz sene, bahçemiz bizi gelinciklerle mutlu etmişti. İşte o güzelim gelincik tarlasına bakarken aklıma geldi ilk gelincik şerbeti yapmak. Çok küçük yaşlarımdan kalma, hiç tatmadığım, ama aklımın bir kenarına kazınmış bir kavramdı gelincik şerbeti benim için... Hemen internete gömüldüm ve tarifler aradım...<br />
<br />
Pek çok alternatif vardı, bunlardan bazıları kaynatmalıydı, onları eledim hemen listemden... Kaynatmak yeterince doğal gelmiyor bana, başka çare olduğu sürece...<br />
<br />
Gelelim benim tarifime... Tabii ölçülü biçili bir şey değil, biraz göz kararı, biraz damak zevki...<br />
<br />
Bahçeden gelincik yaprakları toplanır. Tozları gitsin diye biraz suya konur. Bir kavanozun içinde şekerli su hazırlanır. Ben şeker iyi eriyebilsin diye ılık su kullanıyorum. Kabaca 10-12 adet gelincik için 500 ml su diye düşünebilirsiniz. Bu şekerli karışıma bir limonun suyunu da sıkarak ilave ediyorum. Ekşilik oranını da yine damak zevkinize göre ayarlayabilirsiniz.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj9p68H0XCA38spN2N6mK0ocpUhkdQ3FTcGT48LxO4qduCNBmf26sV4qKYk7Gv7cWucra9JHa2sMGNG5Ab9wZ3FGAeHDUDHRaBhePGVpTHGLvQfCrOPyac4ZcW9h3S3YEoJ6aaMsTQw7EN3/s1600/cats-2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="198" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj9p68H0XCA38spN2N6mK0ocpUhkdQ3FTcGT48LxO4qduCNBmf26sV4qKYk7Gv7cWucra9JHa2sMGNG5Ab9wZ3FGAeHDUDHRaBhePGVpTHGLvQfCrOPyac4ZcW9h3S3YEoJ6aaMsTQw7EN3/s320/cats-2.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<br />
Bu defa bahçede bir tane de reçellik gül açmıştı, ben onun yapraklarını da ekledim. Aynı yöntemle gül şerbeti de hazırlayabilirsiniz.<br />
<br />
Neyse, hazırladığımız sıvıya, gelincik ve gül yapraklarını ekliyoruz, kavanozumuzun ağzını güzelce kapatıyoruz. Bundan sonra arada kavanozu arada çalkalayarak beklemekten başka yapacak bir şey kalmıyor bize. Gelincik yapraklarının rengi beyaza dönene kadar, yani yaklaşık 6-8 saat bekliyoruz. Yapraklar tüm renklerini saldığında şerbetimiz hazırdır. Süzerek soğuk servis yapabilirsiniz.<br />
<br />
Afiyet olsun... :)<br />
<br />
Görsel: <a href="http://barbabietolaa.blogspot.com/">http://barbabietolaa.blogspot.com</a> ve Pinterest.com</div>Gokyuzu99http://www.blogger.com/profile/02025053726260003392noreply@blogger.com6tag:blogger.com,1999:blog-6496033140246446453.post-49023745666582423102012-04-19T12:34:00.002-07:002012-04-19T12:35:57.589-07:00Yeni yazılar, seyahatler, ekşi maya<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhHpezR6Rx9Raixa7sEXMa2FvkiGsUImYBDzp6_qV1PMURiTBF5buPzeQNxWJDuKhlYZv5WDQitjmmpXnC1tZJj1jT5U2jqCxRImR_zYyIyQzcMm1KRgpThZdSEVaZOnPzvCKOg6rbGXj28/s1600/5086231794_916d8c47fa.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="213" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhHpezR6Rx9Raixa7sEXMa2FvkiGsUImYBDzp6_qV1PMURiTBF5buPzeQNxWJDuKhlYZv5WDQitjmmpXnC1tZJj1jT5U2jqCxRImR_zYyIyQzcMm1KRgpThZdSEVaZOnPzvCKOg6rbGXj28/s320/5086231794_916d8c47fa.jpg" width="320" /></a></div>
Bir süredir bu blogu ihmal etmişim, şimdi fark ettim... Hasat sonrası günlerde zeytinyağı tadımları, sınıflaması, taşınması, derken bir de İstanbul seyahati girince araya böyle oluverdi işte... Ama geçen günler bir anlamda verimli de geçti... Bu arada <a href="http://www.bodytr.com/2012/04/zeytinyagi-saklama-kosullari-nasil-olmalidir.html">Zinde Türkiye</a>'de yeni bir yazım daha yayınlandı... Konu, zeytinyağı nasıl saklanmalıdır? Sanırım yaz öncesi herkesin okuması gereken bir yazı oldu... Zira malum, zeytinyağının baş düşmanlarından biri sıcaklar...<br />
<br />
Yine İstanbul'dayken <a href="http://banut.blogspot.com/">sevgili kuzenim</a> ile bir röportaj yaptık ve bu yazı da Alternatif Anne dergisinde yayınlandı. Onu da buradan paylaşmak isterim. (fotoğrafa tıklayabilirsiniz)<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://alternatifanne.com/24856/"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjK5yj2l5S3506Ez_rmdTGeur8t7N1FGNtTSRlBTet2005KNRbphFVMfWSz8_dihcd8OGSAX4p58N4XxYoXE3IUN5iDmywBHHb2KQ1WTw0ZiBTeQ9WdYWGbc00V1IjQkn3eBQUT_dKGetML/s1600/logo-aa1.jpg" /></a></div>
<br />
Bir de ekşi maya denemelerim var son zamanlarda, ama hala istediğim kesin sonuçlara ulaşamadığım için buradan henüz tarif paylaşmak istemiyorum. Yazın sanırım bol bol vaktim olacak daha fazla deneme için... Yine de ekmek yoğurmanın tam bir meditasyon olduğu düşüncem, son bir ayda hepten pekişti desem yeterli olacaktır sanırım şimdilik... Ekşi mayam 5. defadır kullanımda, hala kullanılabilir halde, bu da iyiye işaret.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhf_VChCYcHlFqyGHPutMMPzhPInRBbvyi4bysFy8vcmFXpC9TrarI07aliU52nbrHAYoUcjYtHrC65LjevsQ4ahRCCJ3pyKLAN0s3f2mE7Dl-X9hhESE-K8U-JsAFmyNBiBiqzq9wPf0xZ/s1600/eksimaya(d4).JPG" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhf_VChCYcHlFqyGHPutMMPzhPInRBbvyi4bysFy8vcmFXpC9TrarI07aliU52nbrHAYoUcjYtHrC65LjevsQ4ahRCCJ3pyKLAN0s3f2mE7Dl-X9hhESE-K8U-JsAFmyNBiBiqzq9wPf0xZ/s1600/eksimaya(d4).JPG" /></a></div>
Şimdi sırada Olivetech fuarı var. Bugün başladı, ancak biz sanırım cumartesi gidebileceğiz ziyarete... Heyecanla bekliyorum.<br />
<br />
Fotoğraflar: <a href="http://www.40firinekmek.com/">http://www.40firinekmek.com</a><br />
<a href="http://www.klasiktatlar.com/">http://www.klasiktatlar.com</a>
<br />
<br /></div>Gokyuzu99http://www.blogger.com/profile/02025053726260003392noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6496033140246446453.post-61002635915413002002012-04-04T05:50:00.001-07:002012-04-04T05:51:41.476-07:00ZT dergisindeki yeni yazım...<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<span style="background-color: white; color: #242424; font-family: Arial, 'Trebuchet MS', Verdana, Tahoma; font-size: 12px; line-height: 19px;">Küçüklüğümden beri çok severim zeytin ağacını… O iri, delik deşik gövdesini, aşı yerinden çıkan yumrularını, kadife gibi yapraklarının değişen rengini, yaz kış yeşil oluşunu hep severim. Nasıl Nazım Usta çınar ağacı ise Gülhane Parkı’nda, ben de zeytin ağacıyım sanırım Ege’nin bir dağ kasabasında…</span><br />
<span style="background-color: white; color: #242424; font-family: Arial, 'Trebuchet MS', Verdana, Tahoma; font-size: 12px; line-height: 19px;"><br /></span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh7wPIDwrYyb6yuqTuqpeWpc0up31geI1436EIXv7jZr1rd09kDuW6GPjllnWXXpv9haOcYzvKBxFHC9-cOv3ST47WePTDa0dwKtuznJkEdYx3BGn-k5aWc4xIIqjhh-O8BcQJH_pErZuQp/s1600/yesil-zeytin-meyveleri.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh7wPIDwrYyb6yuqTuqpeWpc0up31geI1436EIXv7jZr1rd09kDuW6GPjllnWXXpv9haOcYzvKBxFHC9-cOv3ST47WePTDa0dwKtuznJkEdYx3BGn-k5aWc4xIIqjhh-O8BcQJH_pErZuQp/s320/yesil-zeytin-meyveleri.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
Yazının devamını okumak için aşağıdaki linke tıklayabilirsiniz...<br />
<br />
<div style="text-align: center;">
<b><span style="font-size: large;"><a href="http://www.bodytr.com/2012/03/hasadina-gore-naturel-zeytinyagi-cesitleri.html">Hasadına Göre Zeytinyağı</a></span></b></div>
<div style="text-align: center;">
<b><br /></b></div>
<div style="text-align: center;">
<b><br /></b></div>
</div>Gokyuzu99http://www.blogger.com/profile/02025053726260003392noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6496033140246446453.post-3144171319371496272012-03-29T11:39:00.000-07:002012-03-29T11:40:12.841-07:00Bal kabağı hikayesi<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhgpHLvgiZJy1yU1eGT4donnsiihFYKkU4vjnjo-p2XrfTv_Pf7JhizrDg0wnpcvlpsz5llscrTvVfLYsVaCUYPNgCa_-zkVKVN1ZcQ686sTdNl9EFjB8fD7cixuZBcs_4c-gnysocqZB-f/s1600/Pumpkin_soupEnlarged.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="290" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhgpHLvgiZJy1yU1eGT4donnsiihFYKkU4vjnjo-p2XrfTv_Pf7JhizrDg0wnpcvlpsz5llscrTvVfLYsVaCUYPNgCa_-zkVKVN1ZcQ686sTdNl9EFjB8fD7cixuZBcs_4c-gnysocqZB-f/s320/Pumpkin_soupEnlarged.jpg" width="320" /></a></div>
İki senedir bahçeye bal kabağı ekiyoruz... Diğer sebzeler gibi normalde bir pişirimlik aldığımız bal kabağı da bol miktarda ürün verince, alternatif tatlar araştırmalarıma konu oldu.<br />
<br />
Kabak tatlısını çok sevsem de, kilolarca kabak tatlısı tüketmek için hevesim yok.<br />
<br />
İlk denemem, köydekilerin tarifi ile salçalı yemeğini yapmak oldu. Pek tutmadım ama... Domatesin ekşisi ile kabağa has tatlılığı birbirine yakıştırmadım.<br />
<br />
Aklıma gelen seçenekler ve denemelerim için de en başarılı bulduklarımı sizlerle paylaşmak istedim. Tabii ki ilk tarif bal kabağı çorbası.<br />
<br />
<b><u>Malzemeler:</u></b><br />
1 büyük kuru soğan<br />
2 diş sarımsak<br />
1 adet iri havuç<br />
2 dilim bal kabağı<br />
1 tatlı kaşığı biber salçası<br />
1 su bardağı süt<br />
et suyu ve su<br />
tuz<br />
çeşitli ot ve baharatlar<br />
Divolio zeytinyağı<br />
<br />
<u><b>Yapılışı:</b></u><br />
Soğanı ve sarımsağı doğrayıp zeytinyağında kavurun. Havuçları ekleyip kavurmaya devam edin. Küçük küçük doğradığınız kabakları ekleyin. Biber salçasını karıştırın. Daha sonra süt ve suyu ilave edin. Baharat olarak ben reyhan ve rezene tohumunu kullandım, çok yakıştı. (Başka bir defa da çok az tarçın eklemiştim, o da hoş oldu, ama daha tatlımsı kaldı tat) Son olarak tuzu da ekleyip düdüklüde 20 dakika pişirin. Piştikten sonra el blendırından geçirin.<br />
<br />
Çok sağlıklı ve lezzetli bir çorba oluyor. Tavsiye ederim.<br />
<br />
Çok başarılı ve ev halkının tümü tarafından sevilen bir tarif ise <a href="http://cafecihan.blogspot.com/">Sibel'den</a> geldi.<br />
<br />
Bal kabaklarını patates kızartmasından biraz iri doğrayıp tuzlu una bulayarak kızartıyorsunuz. Sibel'in tarifinde sarımsaklı yoğurt ile servis yapılıyor, ama biz ona gerek kalmadan yuttuk resmen... Kızartma ilk tercihimiz olmasa da arada yenmesi gereken bir yemek bu.<br />
<br />
Kalan kabakları ise reçel yaptık. Bir kısmını ayva ile karıştırarak, bir kısmını ise direk marmelat olarak... Reçel seviyorsanız tavsiye ederim.<br />
<br />
Böylece bu seneki kabak maceramızı da kapatmış olduk... Seneye Allah kerim...</div>Gokyuzu99http://www.blogger.com/profile/02025053726260003392noreply@blogger.com2