16 Mart 2015 Pazartesi

Sabun, enzim ve diğer yeniden kullanım önerileri...

Yıllar var, bozulan, azalan, "çöp" olan şeyleri atmak benim için çok zorlaştı... Yeniden değerlendirme, en azından biraz daha kullanma, dönüştürme hayatımın en önemli konularından oldu... Bu konuyla ilgili daha önce de yazmıştım (Reduce-Reuse-Recycle ve Bir kez yaşamışsa, yine yaşar), ancak liste genişledikçe tekrar tekrar yazmak istiyorum.

Uzun süredir yazmak istiyordum, kısmet bugüneymiş, iki temel konum var, bir tanesi kullanılmış sabunların yeniden değerlendirilmesi, diğeri de evde enzim yapımı...

Sabun konusu içimin yarası, aslında zeytinyağı üreticisi olup da kendi sabununu yapmamak ayıp sayılır, ama aldığım tariflerin çoğunda kostik olması, yapımın zahmetli olduğundan bahsedilmesi gözümü korkutuyor, ne yalan söyleyeyim... Bu nedenle de bir türlü giremedim bu işe. Hele de, köyde zaten yapan komşular olup da bol bol hediye sabun geldiği için gerek de hissetmedim belki...

Şimdilerde dekoratif sabun yapımı çok revaçta olduğundan küçülmüş sabunların yeniden değerlendirilmesi daha cazip bir konu gibi geldi. Daha önce, bu küçülmüş sabunları rendeleyip kaynatarak yeniden kullanılır hale getirme denemem olmuştu, ama pek de pratik bir yöntem değildi, o nedenle de deneme olarak kalmış hayata geçmemişti...

Yeni okuduğum bir yöntem ise çok pratik olduğu için hemen denedim ve çok güzel sonuçlar aldım... Yıllardır, elbet bir fırsat bulur değerlendiririm diye sakladığım o minik sabunları küçük parçalar halinde silikon kalıpların içine kırdım... Üstlerine biraz da su ekledim, çok fazla değil ama... Arasına güzel görünsün diye nazar boncuğu, deniz kabuğu falan ekledim. Sonra da mikro dalga fırında birkaç dakikada erittim... Tabii ki silikon kalıplar söz konusu olduğu için fırından çıkartırken elinizi yakmamaya dikkat edin. Ben bir tabak içinde koymuştum, biraz taşmış, tabak sabun olmuş, ama başka bir sorun olmadı...

Fırından çıkarttığım sabunların içine aromatik yağlar ekledim. Özellikle lavanta, leylak çok başarılı oldu. Portakal umduğum kadar güzel sonuç vermedi.

Her neyse bu işlemden sonra da bir süre soğumaya bıraktım. Sabunlar iyice soğuyup donunca kalıplardan çıkartım radyatörün üzerine aldım... İyice kuruyunca da kullanıma soktum tabii...

Bence çok güzel sonuç verdi. Üstelik de tüm işlem 10 dakikamı almadı... Tavsiye ediyorum...

Anlatmak istediğim, son bir senedir sirke kavanozu ile birlikte mutfağımın baş köşesinde yerini alan ENZİM kavanozu...

Enzim ile ilk olarak Meyveli Tepe'nin blogunda karşılaşmıştım. Çok ilgimi çekmekle birlikte, öyle ölçmeli-biçmeli, biriktirmeli, beklemeli işler pek bana göre olmadığı için bir süre kulak arkasına attım. Ancak bir süre sonra kış gelip de özellikle portakal kabukları kompostumun içinde asiditeyi arttırınca o kabukları başka bir şekilde değerlendirmek için yeniden bir tarif arayışına girdim... Atamıyorum, kıyamıyorum o güzelim mis kokulu kabuklara...

İşte tam o sırada Bir Tek Aşk'ın tarifi çıktı karşıma... Anlatım tarzı ve pratikliği bana "yapabilirim" hissi verdi ve hemen işe giriştim... İlk etapta oradaki ölçü ile başladım:

- 3 su bardağı narenciye kabuğu (ağırlıkla etli portakal kabuğu ve limon kabuğu oluyor bizde)
- 1 su bardağı şeker/ pekmez/ esmer şeker/ bal
- 10 su bardağı su
- 1 kaşık kadar kuru maya

Görsel: http://www.onegoodthingbyjillee.com/
İlk parti 3 hafta sonra olunca bir deneme yaptık, mutfak dolap kapaklarını ve evyeyi sildik... Sonuç gayet tatmin edici... Tabii derhal seri üretime geçtim... İlk parti hazır olduktan sonra mayaya pek gerek kalmıyor, çünkü kendi kendini mayalamaya devam ediyor... Zaten kavanoz dolana kadar yeterli süre geçiyor... Artık 2 büyük kavanoz ile devam ediyorum. Dolanı kenara alıp beklemeye bırakıyor, öncekini süzüyor ve boşaltıp yeniden doldurma evresine geçiyorum. Meğer biz ne kadar çok limon kullanıyormuşuz... Yaz kış sürekli o kavanoz doluyor, yenisi geliyor... Üretim sırasında bazen üzerinde beyaz bir tabaka oluşabiliyor, zaten arada karıştırırken onu da içine karıştırıyorum, kaynaklara göre bunda bir sorun yok... Sanırım şekeri az geldiği zaman oluyor. Biraz daha şeker ilave ediyorum karışıma.

Görsel: http://happyhomemaker88.com/
Zaman zaman da yeşil küf oluyor. Bunun da bir zararı yok demişler, ama benim hoşuma gitmiyor... İçine attığım limon kabuklarına daha bir dikkat eder oldum, sanırım bu yeşil küf onlardan geliyor, eski limon kabuklarını kullanmıyorum artık...

Enzimi nerelerde kullanıyorum, özellikle temizlikte tabii... Leke çıkarıcı olarak yağlı lekelerde, çamaşırlarda... Bulaşık ve çamaşır makinasının içini temizlemek için boş çalıştırırken... Evyede...

Enzim kullanırken dikkat edilmesi gerekenler nedir peki... Her şeyden önce enzim canlı bir yapıdır... Dolayısı ile çok sıcak su ile kullanılmaması gerekiyor... Maksimum 40 derece iyidir, bakterileri öldürmeden temizlik fonksiyonlarını göstermeleri için... Bir de zaman tanımanız lazım... Yani evyeyi temizlemek için enzimi döküp 10 dakika kadar bekletiyorum ki, bu iyi yürekli bakteriler işlerini yapabilsinler... Sonrası çok kolay, biraz ovup suyla duruluyorum... Hiçbir kimyasal yok çünkü içinde...

Ben bu enzim işini çok sevdim... Hiç gözünüz korkmasın, çok pratik...

1 yorum:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...