14 Temmuz 2013 Pazar

Bir kez yaşamışsa, yine yaşar...

Permakültür konseptinin yaratıcısı Bill Molinson'un öğrencilerinden ve dünyanın sayılı hocalarından biri olan Geoff Lawton'un sözü bu yazının başlığı olsun istedim. "If it has once lived, it can live again." sözün orijinali.

Konumuz kompost... Yani evsel biyolojik atıkların çürütülmesi ile doğal gübreli toprak üretimi...

İnternet ve diğer kaynakları karıştırırsanız, kompost üretimi ile ilgili detaylı bilgi edinmeniz mümkün, özel düzenekler, faydalı, süre kısaltıcı oran ve karışımlar da bulabilirsiniz...

Mamafih, bahçe hayatı ile geçirdiğim son 5 yıl beni keskin Alman çizgili mühendis yapımdan uzaklaştırdığı ve daha çok "anneanne"vari kulaktan-dolma-tarifler'e yakınlaştırdığı için bu keskin tarifler beni biraz tabir yerinde ise kasmaya başladı. Bu nedenle, bu yazıda net bir kompost tarifi arıyorsanız, şimdiden söyleyeyim, bulamayacaksınız...

Almanya'nın büyük şehirleri dışında çok yaygın olan bahçeli evlerinde kompost yapımı çok yaygın, hatta mecburidir, çünkü yasaların da gerektirdiği şekilde çöplerini ayırırlar ve organik atıkların bertaraf edilmesi  için ayrıca ücret öderler. Yıllar önce, eşimin yanında kaldığı, benim de ziyaretler arasında tanıştığım 80'li yaşlarındaki ev sahibesi, Leonore'den öğrendim kompost yapımını aslında... Son derece basit bir düzenek... Alt alanı 1 metrekare olacak gibi bir tahta sandık düşünün... Ancak alt-ön tarafı ve üstü açık. Biyolojik atıkları üstten ekliyor, kompost oldukça da altındaki açıklıktan alıyor ve bahçede toprak olarak kullanıyorsunuz... Leonore'ye göre işin iki püf noktası var:

*) Evsel atık olarak asla pişmiş/yağlı yemekleri kullanmamak. Sebebi, yağ kokusunun fare vb. istenmeyen misafirleri davet edebilecek olması muhtemelen...

*) Bir kat evsel atığa ilave olarak bir kat toprak kullanmak. Bunun sebebi de kuru yaprak vb. karbon açısından güçlü, çürümeyi arttırıcı bileşenin azlığına karşı kompost oluşumuna destek olmak olmalı...

Her neyse, bloğu takip edenlerinizin bileceği gibi uzun süredir köydeki bahçemden uzağım... Bahçe hasretimi şehirdeki evimin balkonunda gidermeye çalışıyorum. Bu sezon şu ana kadar balkonda yetiştirdiklerim şu şekilde: Bezelye, marul, roka, 4 farklı çeşit domates, 2 çeşit biber, pırasa, soğan ve fındık turp... Ayrıca kavun denemem de sürüyor... Saksıda yetişebileceğini düşündüğüm hemen her çekirdeği toprağa gömüveriyorum açıkçası...

Tabii bahçe özlemi arttıkça evde de bir çöpten-bostan-projesi gelişmeye başladı... İlk adım olarak çekirdeklerin dikilmesi, daha sonra pırasa ya da marul kökünün toprağa saplanması gibi çalışmalarım sürüyor...

Bir diğer çalışmam da kompost haliyle... İşin güzel tarafı ise, oluyor olması... Balkonun müsaade ettiği kadar, büyükçe bir saksı ile başladım işe... Dibine biraz toprak serdim, sonra evden ne çıkarsa artık... Yumurta kabukları mesela, soğanların dibi, yarılıp çürüyen birkaç sebze, kullanılmış çay, marulun dış yaprakları, rokanın iyice karta kaçanları, muz, karpuz ya da kavun kabukları... Dikkat ettiğim önemli bir husus, bunların mümkün olduğunca minik parçalara ayrılması, ki bu da çürümeyi hızlandırıyor... Bir kat evsel atık, bir kat toprak... Saksı bir bakıyorum dolmaya yüz tutuyor, sonra bir bakıyorum içindekilerin çürümesi ile çökmüş birkaç gün içinde... Havalar sıcak zaten, bu kompost için iyi birşey... Arada suluyorum, zaman zaman da dıştan içe karıştırıyorum oluşmaya başlayan toprağı... Üstünü kapatmıyorum ki nefes alsın, doğanın çürüme ile sorumlu diğer yaratıkları ile buluşabilsin... Etrafında sinekler toplanıyor, ki bu iyiye işaret... Tamamen olduğunda bu sinekler gidecekler başla işlere... Birkaç da solucan bulabilsem keşke...

Birkaç kaynak:
http://www.kuraldisidergi.com/3524/evde-kompost-yapimi/
http://www.bahcesel.net/forumsel/toprak-bilgisi-topraksiz-tarim/9938-kompost-nedir/
http://alternatifyasam.blogspot.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...