Görsel: http://www.ciftcideneve.com/ |
Zeytinyağı, bizim zeytinyağı… O kadar bizim ki, annemiz,
kardeşimiz, çocuğumuz gibi bizim… Bir şekilde çok iyi bildiğimiz, birlikte
yoğrulduğumuz, ancak aynı nedenle daha yakından tanımak, anlamak için çaba sarf
etmediğimiz haliyle bizim zeytinyağı…
Futbol gibi, herkesin hakkında fikir yürüttüğü, ama sahaya
çıkıp oynamak gerektiğinde nefes nefese kalıp orta sahaya kadar koşamadığı
kadar bizim zeytinyağı…
Şarap mesela, aslında o da bizden, ancak biraz çekingenlik,
biraz mesafeden dolayı, kırmış bu “tanıdıklık” döngüsünü en başından… O ya da
bu şekilde, her evde bulunabilirliğinden midir bilemem, zeytinyağı henüz yolun
çok başında.
Türkiye’de zeytinyağı kültürü bir yere gelir mi? Gelir
elbet. Ama bunun için olmazsa olmaz bir şart var öncelikle: bilmediğimizi kabul
etmek, yeniden tanışmak zeytinyağı ile, kendini bize anlatmasına izin vermek.
Kabul edin, hayatınız boyunca içinde zeytinyağı bulunan
herhangi bir yiyeceği sadece zeytinyağının tadını almak için yediniz mi? Bir
ayin gibi, gözlerinizi kapatıp önce koklayarak, ağzınızın içinde dolu dolu
yuvarlayarak, tanıştınız mı o yağla? Bir şans verdiniz mi, kendini size anlatması
için?
Bugün, sadece meraktan tanışın evinizdeki zeytinyağı ile.
Tadını bulandırmadan, içine kekik, pul biber katmadan, ısıtmadan, olduğu hali
ile karşınıza alın. Bu deneyim için natürel sızma, tercihen butik üretim bir
zeytinyağını seçin öncelikle mümkünse. Koklayın önce şöyle bir… Zeytinyağının içindeki meyve ile tanışın… Gözlerinizi
kapatın. Yeşil zeytinden mi sıkılmış, siyahtan mı anlamaya çalışın. Bir yudum
alın ağzınıza, ona zaman tanıyın, yayılsın dağılsın ağzınızın içine.
Ne arayacaksınız peki? Öncelikle zeytini arayacaksınız
zeytinyağının içinde, meyvemsilik iyi bir zeytinyağının ilk şartıdır. Aromalar
açısından zengin bir zeytinyağı aynı zamanda yeşil domates, badem, taze ot gibi
destekleyici başka kokular da barındırabilir içinde.
Ham zeytinin acılığı da yine nitelikli bir zeytinyağının
olumlu özelliklerindendir. Ağızdaki acılık ve genzinizdeki yakıcılık yüksek
kaliteli, antioksidan yönünden zengin bir zeytinyağının sahip olabileceği
niteliklerdendir. Bu üç özelliğin yoğunluğu ise damak zevkine göre tercih
edilebilir. Tıpkı şarapta olduğu gibi, nasıl kimi insan buruk, bol tanenli,
dolgun gövdeli şarapları tercih ederken kimi meyvemsi ve hafif şarapları
tercih ederse, siz de zeytinyağını tanıdıktan sonra hangi özellikleri daha çok
sevdiğinize ya da hangi durumlarda nasıl bir yağı tercih edeceğinize karar
verebilirsiniz.
Genel olarak yoğun acı, yakıcı zeytinyağları çiğ sebzelerle
servis edilirken, orta meyvemsi, hafif yakıcı yağları salatalarda, hafif
olanları ise zeytinyağlı yemeklerde kullanmak daha uygun bulunmaktadır, ama kim
bilir, belki siz kendinize has başka alanlar yaratabilirsiniz.
Hadi ama ertelemeyin, bugün tanışın zeytinyağınız ile, öpüşün,
koklaşın, barışın…
-----
Bu yazıyı Ocak 2012'de İzmir On The Rocks dergisi için yazmıştım... Bakıyorum da, 4 yılda pek de bir şey değişmemiş... Belki birileri okudukça değişir...